22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

meğe ve ucb [Egoizm] hâsıl olmamasına çalışınız. Yoksa sonu çok kötü olur. Bu<br />

felâketden yalnız Allahü teâlânın diledikleri kurtulabilir. İbâdetlerini, iyiliklerini<br />

kusûrlu, bozuk görmeğe kavuşan bir kimse, öyle bir hâle gelir ki, sağ omuzundaki,<br />

iyilikleri yazan meleğin hiçbirşey yazmadığını sanır. Çünki, yazacağı bir iyilik<br />

yapdığını görememekdedir. Sol omuzundaki, kötülükleri yazan meleğin durmadan<br />

yazdığını sanır. Çünki, yapdıklarının hepsinin çirkin ve kötü olduklarını görmekdedir.<br />

Bu hâle kavuşan ârife, herkesin anlıyamıyacağı ve anlatamıyacağı iyilikler<br />

ihsân olunur. Doğru yolda olanlara selâm olsun!<br />

[İslâmiyyeti anlamamış olan ba’zı kimseler, müslimânlara, egoist, ya’nî hodbin,<br />

kendini düşünen diyor. Nemâz kılanlara, (Kendini Cehennemden kurtarmak için<br />

nemâz kılacağına, kalk insanlara hizmet et!) diyor. İslâm dîninin, egoist dîni olmadığını,<br />

egoist olmıyanların kıymetli olduğunu, yukarıda çok güzel bildirdik. Nemâz<br />

kılmağa gelince, müslimânlar, câhillerin zan etdiği gibi, Cehennemden kurtulmak,<br />

râhata kavuşmak için ibâdet etmez. Allahü teâlânın emri olduğu için, vazîfe olduğu<br />

için ibâdet yapar. (Vazîfe, âmir tarafından emr edilen şeyi yapmak, men’ edileni<br />

yapmamakdır). Âmirlerin emrleri birbirine benzemiyorsa, dahâ üstün olan âmirin<br />

emri yapılır. Askerlikde bile, birinci vazîfe, büyük âmirin emrini yapmakdır.<br />

Kâfirler, gençleri aldatmak için, vazîfe mukaddesdir. Önce vazîfe, sonra nemâz,<br />

diyor. Evet, vazîfe onların zan etdiklerinden de dahâ çok mukaddesdir. Fekat, birinci<br />

vazîfe, en büyük âmirin emrini yapmakdır. En büyük âmir, Allahü teâlâdır.<br />

O hâlde birinci vazîfe, nemâzdır. Hiçbir âmir, hiçbir kumandan, hiçbir makâm, bu<br />

birinci vazîfeyi değişdirmemelidir. İstirâhat zemânlarında, yatakhânede, buna da<br />

imkân yoksa, abdesthânede nemâzı yine kılmalıdır. Fekat, en iyisi, bu derece kara,<br />

katı kalbli din düşmanlarının yanında çalışmayıp, uzaklaşmalıdır. Bu müslimâna,<br />

cenâb-ı Hak elbette başka yoldan, dahâ çok rızk verir. İmâm-ı Gazâlî “rahmetullahi<br />

aleyh” (Kimyâ-i se’âdet) kitâbında buyuruyor ki, (Nemâza mâni’ olan, güçlük<br />

çıkaran vazîfede bereket olmaz. Nemâza elverişli olan vazîfelerde bereket vardır).<br />

Yetmişdokuzuncu sahîfede diyor ki, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”<br />

buyurdu ki, (Müslimân demek, müslimânlara eli ile, dili ile zarâr vermiyen<br />

kimse demekdir). Her müslimânın böyle olması lâzımdır. Bir hadîs-i şerîfde,<br />

(Îmânı kâmil olanınız, ahlâkı güzel olanınızdır!) buyuruldu. Görülüyor ki, îmân bile,<br />

ahlâk ile, insanlara fâideli olmakla ölçülmekdedir. (İslâm ahlâkı) kitâbımızda,<br />

müslimânların güzel ahlâkı uzun yazılıdır. Nemâz kılarken, bütün mü’minlere<br />

selâm verilmekde, düâ edilmekdedir. Nemâz kılmıyan ise, mü’minlerin bu hakkını<br />

çiğnemekdedir. O hâlde, nemâz kılmak, hodgâmlık değil, hayrhâhlıkdır. Nemâz<br />

kılmamak ise, zulmdür.]<br />

Bu âdem dedikleri, el ayakla, baş değil,<br />

âdem rûha denilir, surat ile kaş değil.<br />

Beden et ve deridir, rûh bunun serveridir.<br />

Hakkın kudret sırrıdır, rûhsuz kalıp hoş değil.<br />

Âdem gerek, su gibi, temizlenip arına,<br />

harâmlardan kaçınır, nefsi de serkeş değil.<br />

Âdemdedir emânet, ondadır ilmü hikmet.<br />

Hakkın katında âdem, dâneyi haşhaş değil.<br />

Âdem olan iyi bil, çalışır hep ay ve yıl,<br />

rûh gıdâsı ilmdir, ekmek ve kumaş değil.<br />

Kendi özün anlıyan, rûh gözün aydınlıyan,<br />

Hak sözün pek kavrayan, er olur, ayyaş değil.<br />

Beden hayvanda da var, hissi, onda pek artar.<br />

Kurt gözü, keskinse de, nakş görür, nakkaş değil.<br />

– 430 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!