22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Altıncı şart: Peygamber “sallallahü aleyhi ve sellem” efendimizin her emrine<br />

itâ’at etmekdir. Bu şart, bütün farzları, sünnetleri yapmak ve bütün yasaklardan<br />

kaçınmak demekdir ve islâmın beş şartını bildirmekdedir.<br />

İslâmın beş şartından biri, nemâzdır. Beş vakt nemâzı üşenmeden, seve seve kılmalıdır.<br />

Malın zekâtını, emr edilen yerine, hevesle vermelidir. Ramezân-ı şerîf orucu,<br />

bir senelik günâhların afvına sebebdir. Oruc tutmakdan zevk almalıdır. Peygamberimiz<br />

“sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Hac edenin geçmiş günâhları afv<br />

olur!). Kâ’be-i mu’azzamaya gidip hac etmeği büyük kazanc bilmelidir. Vera’ ve<br />

takvâyı elden bırakmamalıdır. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu<br />

ki: (Dînin direği vera’dır). İçki içmemelidir. Serhoş yapan herşey, şerâb gibi harâmdır.<br />

Mûsikîden de kaçınmalıdır ki, lehv ve la’bdir. Ya’nî nefsin istediği fâidesiz<br />

işdir ve harâmdır. Bir hadîs-i şerîfde, (Mûsikî, zinâya yol açar) buyuruldu.<br />

Müslimânları gîbet etmek, ya’nî kötülemek niyyeti ile çekişdirmek, iki müslimân<br />

arasında söz taşımak, mûsikîden dahâ büyük harâmdır. [Zimmîyi gîbet etmenin de<br />

harâm olduğu, (Behcet-ül-fetâvâ)da yazılıdır.] Bunlardan kaçınmak lâzımdır.<br />

Müslimânla alay etmek, kalbini kırmak da harâm olup, sakınmak lâzımdır.<br />

Uğursuzluğa inanmamalı, te’sîr eder sanmamalıdır. (Rûh-ul-beyân)da, Tevbe<br />

sûresi, otuzyedinci âyetinin tefsîrinde diyor ki, (Resûlullah “sallallahü aleyhi ve<br />

sellem” teşrîf edince, günlerin mü’minlere uğursuz olmaları kalmadı). Bir hastalığın<br />

sağlam insana elbette geçeceğini kabûl etmemelidir. Allahü teâlâ dilerse<br />

geçer, dilemezse geçmez. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki:<br />

(Müslimânlıkda, uğursuzluk ve hastalığın sağlam kimseye muhakkak geçmesi<br />

yokdur). [Bununla beraber, tehlükeli şeylerden, şübheli yerlerden kaçınmak vâcibdir.<br />

Hastalığa yakalanmamak için tedbîr almalıdır.] Kâhinlere, falcılara inanmamalıdır.<br />

Bilinmiyen şeyleri bunlara sormamalıdır. Bunları gaybleri bilir sanmamalıdır.<br />

[(Şerh-ı akâid) kitâbının başında diyor ki, (İnsanın birşeyi bilmesi, his organı<br />

ile, güvenilir haber ile veyâ akl ile olur. His organları beşdir. Güvenilir haber<br />

ikidir: Tevâtür ve Peygamber haberleri. Tevâtür, her asrın güvenilen insanlarının<br />

hepsinin söylemesidir. Akl ile bilmek de ikidir: Düşünmeden hemen bilinirse, (Bedîhî)<br />

denir. Düşünmekle bilinirse, (İstidlâlî) denir. Herşeyin, kendi parçasından<br />

büyük olduğu bedîhîdir. Hesâbla edinilen bilgiler istidlâlîdir. His organları ve<br />

akl ile birlikde hâsıl olan bilgiler, (Tecrübî)dir). Görülüyor ki, islâm dîninin, hesâbın<br />

ve tecribenin bildirmediği şeylere (Gayb) denir. Gaybi ancak, Allahü teâlâ<br />

ve Onun bildirdikleri bilir.]<br />

(Sihr), ya’nî büyü yapmamalıdır ve sihr yapdırmamalıdır, harâmdır ve küfre en<br />

yakın olan, en fenâ harâmdır. Sihre âid ufak birşey yapmamağa çok dikkat etmelidir.<br />

Hadîs-i şerîfde buyuruldu ki, (Müslimân sihr yapamaz. Allah saklasın îmânı<br />

gitdikden sonra, sihri te’sîr eder.) Sanki sihr yapınca, îmânı gider.<br />

[İmâm-ı Nevevî “rahmetullahi aleyh” dedi ki: (Sihr yaparken küfre sebeb olan<br />

kelime veyâ iş olursa, küfrdür. Böyle kelime veyâ iş bulunmazsa, büyük günâhdır).<br />

Sihr insanları hasta yapar. Sevgi veyâ muhabbetsizlik yapar. Ya’nî cesede ve rûha<br />

te’sîr eder. Sihr, kadınlara ve çocuklara dahâ çok te’sîr eder. Sihrin te’sîri<br />

kat’î değildir. İlâcın te’sîri gibi olup, Allahü teâlâ, isterse te’sîrini yaratır. İstemezse,<br />

hiç te’sîr etdirmez. Açlık çekerek, sıkıntılı işler yaparak, nefsini ezen, harâm<br />

işlemekden zevk alamaz hâle getiren kâfirlerin yapdığı sihr te’sîr etmekdedir.<br />

Böyle papasların sihr çözmeleri de te’sîrli olmakdadır. Şimdiki papaslar, dünyâ<br />

zevklerine düşkün ve nefsleri azgın olduğundan, sihr yapamaz ve bozamazlar.<br />

Bir sâhir, sihr ile istediğini elbette yapar, sihr muhakkak te’sîr eder diyen ve inanan<br />

kâfir olur. Sihr, Allahü teâlâ takdîr etmiş ise, te’sîr edebilir, demelidir. Büyü<br />

yapılmış olan kimse, (Mevâhib-i ledünniyye) tercemesi ikinci cildi, yüzseksenyedinci<br />

[187] sahîfedeki âyet-i kerîmeleri ve düâları ve arabî (Teshîl-ül-menâfi’)<br />

sonundaki (Âyât-i hırz)ı sabâh ve ikindi nemâzlarından sonra, yedi gün birer<br />

– 782 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!