22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ladım dediler. Mazher-i Cân-ı Cânân “kuddise sirruh”, (Makâmât)ın yüzüncü sahîfesinde,<br />

bir halîfesinin tefsîr yazmasına mâni’ olduğunu yazmakdadır. Görülüyor ki,<br />

uydurma, anlamadan yazılan tefsîrleri ve tercemeleri bir yana bırakalım, meşhûr tefsîrler<br />

bile, ehlinden başkasına zararlı oluyor. Kur’ân-ı kerîmin tefsîrini anlıyabilmek<br />

için, seksen din bilgisini iyi öğrenmek lâzımdır. Bu ilmleri bilmeden tefsîr, hadîs okumağa<br />

kalkışan, îmânını gayb edebilir. (Berîka) kitâbının binikiyüzdoksanyedinci sahîfesinde,<br />

(Tefsîr kitâblarına tâbi’ olmamız emr olunmadı. Fıkh âlimlerine tâbi’ olmamız<br />

emr olundu) buyurmakdadır. İkinci kısmda, 46. cı ve üçüncü kısmda, 22. ci<br />

maddelere bakınız! (Birgivî vasıyyetnâmesi) şerhinde diyor ki, (Kelâm ve fıkh âlimlerimiz,<br />

tefsîrden, hadîsden anladıklarını, bizim gibi din câhillerine, açık, kolay öğretmek<br />

için, binlerce (Fıkh) ve (İlm-i hâl) kitâbı yazmışlardır. İslâmiyyeti doğru öğrenmek<br />

için, o fıkh ve ilm-i hâl kitâblarını okumakdan başka çâre yokdur).<br />

Dört mezhebin inceliklerine vâkıf, derin âlim, veliy-yi-kâmil, seyyid Abdülhakîm<br />

efendi “kuddise sirruh” buyurdu ki, (Hanefî mezhebinde en mükemmel ve en<br />

kıymetli fıkh kitâbı, İbni Âbidînin (Dürr-ül-muhtâr hâşiyesi)dir. Şâfi’îde (Tuhfetül-muhtâc)<br />

kitâbıdır. En mükemmel, en kıymetli tesavvuf kitâbı, İmâm-ı Rabbânînin<br />

(Mektûbât)ı ve en kıymetli ilmihâl de, Kâdî-zâdenin (Birgivî vasıyyetnâmesi)<br />

şerhidir. (Dürr-ül-muhtâr) kitâbı, Şemsüddîn Timûrtâşînin (Tenvîr-ül-ebsâr)<br />

kitâbının şerhidir.)<br />

Pâkistândaki vehhâbîlerden bir kısmı, müslimânları aldatmak için (Biz Ehl-i sünnetiz.<br />

Hanbelî mezhebindeniz) diyorlar. Hâlbuki, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitâblarından<br />

işlerine gelenleri alıyorlar, işlerine gelmiyenleri, inanışlarına uymıyanları<br />

örtbas ediyorlar. Ehl-i sünnet âlimlerinin âyet-i kerîmelere vermiş oldukları doğru<br />

ma’nâları değişdiriyorlar. Ehl-i sünnet âlimleri, âyet-i kerîmelere, kendi anlayışlarına,<br />

düşünüşlerine göre ma’nâ vermedi. Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem”<br />

âyetlerden anlayıp bildirdiklerini, Eshâb-ı kirâmdan öğrendiler. Bu öğrendikleri<br />

ma’nâları kitâblarına yazdılar. Bunlar ise, Resûlullahdan gelen bu ma’nâları<br />

beğenmiyorlar. Kendi kafaları ile, âyet-i kerîmelere ma’nâlar veriyorlar. Bu<br />

yazılarını, Ehl-i sünnet bilgisi olarak tanıtıyorlar. Din bilgilerinden, fen ve ahlâk<br />

bilgilerinden ve mantık kurallarından haberleri olmadığı için, Kur’ân-ı kerîmin ulvî<br />

ve kudsî inceliklerini anlıyamıyorlar. Bunları anlayıp haber veren hadîs-i şerîflere,<br />

mevdû’dur, uydurmadır diyorlar. Hadîs-i şerîfleri, kendi anladıklarından<br />

üstün tutan Ehl-i sünnet âlimlerini beğenmiyor, müslimânları bunlardan uzaklaşdırıp,<br />

dinde reform dedikleri, uydurma yola sokmağa uğraşıyorlar. İslâm âlimleri,<br />

vehhâbî imâmların arkasında nemâz kılınmıyacağını bildiren fetvâlar verdiler.<br />

Bu fetvâlardan biri, (Hulâsat-ül-kelâm) kitâbının sonunda mevcûddur.<br />

Muhammed Zihnî efendi “rahmetullahi teâlâ aleyh”, (Ni’met-i islâm) kitâbı, nikâh<br />

kısmı, otuzdokuzuncu sahîfesinde diyor ki: (Nikâh ile alması harâm olan yirmibeş<br />

kadından birisi de (Veseniyye), ya’nî puta tapan kadınlardır. Güneşe ve yıldızlara<br />

ve resmlere, heykellere tapınanlar ve (Mu’attala) ve (Bâtıniyye) ve (İbâhiyye)den<br />

olanlar ve (Zındık)lar, ya’nî koyu müslimân görünüp, küfre sebeb olan<br />

şeyleri îmânın şartı diyenler, hep puta tapanlardandır (Fetâvâ-i Hindiyye). Bâtıniyye<br />

ki, bunlara (İsmâ’îliyye) ve (İbâhiyye) de denir. Bunlar, son zemânlarda,<br />

(Vehhâbî) ismini almışlardır ve din ismi altında müslimânlara hıyânet, düşmanlık<br />

eden dinsizlerdir). (Vesen), kendisinde (Ülûhiyyet sıfatı) bulunduğuna inanılan,<br />

bunun için ta’zîm edilen resm veyâ heykeldir. Bu yazı, vehhâbîler arasına zındıkların<br />

karışmış olduğunu, bunların ise kâfir olduklarını gösteriyor.<br />

Memleketimizde din bilgisi az olan kimseler, İbni Teymiyyenin, Mehmed Abdühün,<br />

Mevdûdînin, Seyyid Kutbun, Nobel mükâfâtı almış olan Abdüsselâmın, Ahmed<br />

Didadın ve Hamîdullahın kitâblarından yapılan tercemeleri okuyarak zehrleniyorlar.<br />

Ehl-i sünnet âlimlerinin, Kur’ân-ı kerîmi ve hadîs-i şerîfleri anlıyamadıklarını<br />

sanıyorlar. Bu kitâblardaki yaldızlı, nefs-i emmâreyi harekete getiren taşkın<br />

yazıların sâhiblerini, Ehl-i sünnet âlimlerinden, hattâ Eshâb-ı kirâmdan “aley-<br />

– 462 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!