22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

dürrahmân-ı Sehâvî, 830 [m. 1427] da Mısrda Sehâ kasabasında tevellüd, 902 [m.<br />

1496] de Medîne-i münevverede vefât etdi. Şâfi’î idi. Çok kitâb yazdı. 415, 1014.<br />

872 — ŞEMSÜDDÎN TÎMÛRTÂŞÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Şemsüddîn Muhammed<br />

bin Abdüllah Gazzî, Hanefî fıkh âlimlerindendir. 1004 [m. 1595] de<br />

Gazzede vefât etdi. (Tenvîr-ül-ebsâr) kitâbı ile (Kenz) ve (Vikâye) ve (Minah-ulgaffâr)<br />

adını verdiği (Tenvîr-ül-ebsâr) şerhleri meşhûrdur. Gazze, Filistindedir. Hâşim<br />

bin Abd-i Menâf oradadır. 462, 1183.<br />

873 — ŞEMS-İ TEBRÎZÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Mevlânâ Muhammed bin<br />

Alî, ilk mektebe giderken Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem” aşkından, yimez,<br />

içmez olmuşdu. Ebû Bekr-i Kermânîden ve Bâbâ Kemâl-i Cündîden de feyz<br />

aldı. Bâbâ Kemâlin yanında şeyh Fahreddîn-i Irâkî de yetişmekde idi. Şeyh Fahreddîn,<br />

her keşf ve hâlini, şi’rler hâlinde, Bâbâ Kemâle bildirirdi. Bâbâ Kemâl, Şemseddîne,<br />

(Sana bu esrârdan ve hakîkatlerden birşey hâsıl olmıyor mu? Neden hiç<br />

söylemiyorsun?) dedi. (Ondan dahâ çok oluyor. Fekat, ben onun gibi şi’r söyliyemiyorum)<br />

dedi. Bâbâ Kemâl buyurdu ki, (Allahü teâlâ, sana öyle bir arkadaş ihsân<br />

eder ki, o senin adına her ma’rifet ve hakîkatleri söyler) buyurdu. 642 [m. 1244]<br />

de Konyaya geldi. Şekerrîzân hânına yerleşdi. Celâleddîn-i Rûmî talebesi ile geçerken<br />

karşılaşdılar. Celâleddîne Resûlullah ile Bâyezîdin derecelerini sordu.<br />

Aldığı cevâblardan bayıldı. Birgün, Mevlânâ havz kenârında idi. Yanında kitâblar<br />

vardı. Şemseddîn gelip, kitâbları sordu. (Sen bunları anlamazsın) dedi. Şemseddîn<br />

kitâbları suya atdı. Mevlânâ, âh babamın bulunmaz yazıları gitdi, diyerek<br />

çok üzüldü. Şemseddîn elini uzatıp herbirini aldı. Hiçbiri ıslanmamış görüldü. Mevlânâ<br />

(Bu nasıl işdir?) dedi. (Bu zevk ve hâldir. Sen anlamazsın) buyurdu. Bir kâfir,<br />

Allah nerede, kendisi ve bulunduğu yer bilinmeyen şey yok demekdir. O hâlde<br />

Allah yokdur dedi. Şeyh hazretleri, elindeki kerpiçi kâfirin başına atdı. Başı çok<br />

acıdı. Seni mahkemeye vereceğim dedi. Ağrıyı ve başının neresinde olduğunu göster,<br />

sana hak vereyim buyurdu. Kâfir bunları gösteremeyince, Allahın var olduğuna<br />

inandım deyip, müslimân oldu. 645 [m. 1247] de, bir gece Mevlânâ ile otururken,<br />

yedi kişi gelip dışarı çağırdılar ve şehîd etdiler. Bunlardan biri, Mevlânânın<br />

oğlu Alâüddîn Muhammed idi. Kuyuya atdılar. Mevlânânın diğer oğlu Behâüddîn<br />

Sultân veled rü’yâda görüp çıkardı. Mevlânânın medresesinde defn edildi. Sultân<br />

Veled 712 [m. 1311] de vefât edip, oraya defn edildi. 937, 1085, 1101.<br />

874 — ŞEMSİ AHMED PÂŞA “rahmetullahi teâlâ aleyh”: 988 [m. 1580] de Üsküdârda,<br />

Şemsi pâşa câmi’ini yapdırmışdır.<br />

875 — ŞEMS-ÜL-EİMME HULVÂNÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Abdül’azîz<br />

bin Ahmed, Hanefî fıkh âlimidir. 456 [m. 1064] da Buhârâda vefât etdi. Muhammed<br />

Şeybânînin (Câmi’ul-kebîr) ve (Siyer-ül-kebîr)ini şerh etmiş, (Nevâdir),<br />

(Mebsût), (Vâkı’ât) ve başka kitâblar yazmışdır. 216, 223, 271, 309, 444, 826.<br />

876 — ŞEMS-ÜL-EİMME-İ SERAHSÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Sekizyüzondokuzuncu<br />

[819] sırada Serahsî ismine bakınız!<br />

877 — ŞEREFÜDDÎN AHMED MÜNÎRÎ: Babası Yahyâdır. Fârisî mektûbâtı<br />

vardır. 782 [m. 1380] de Bihârda vefât etdi. (Ahbâr-ül-Ahyâr) da hâl tercemesi<br />

yazılıdır. (Herkese Lâzım Olan Îmân) kitâbının 72.ci sahîfesine bakınız!<br />

878 — ŞERHABÎL “radıyallahü anh”: Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”<br />

ile konuşmak için Necrandan gelen altmış süvârî hıristiyanın en âlimi idi. Buna<br />

Seyyid derlerdi. Sonradan müslimân oldu. Sohbet ile şereflendi. 370.<br />

879 — ŞERNBLÂLÎ “rahmetullahi teâlâ aleyh”: Ebül-İhlâs Hasen bin Ammâr<br />

Şernblâlî, Hanefî fıkh âlimidir. Şürnblâlî de denir. Câmi’ul-ezherde müderris idi.<br />

(Câmi’ul-ezher), Mısrda Fâtımîler zemânında [361] de yapılan câmi’ olup, medrese<br />

olarak kullanılmakdadır. [994] de tevellüd, 1069 [m. 1658] da Mısrda vefât etdi.<br />

(Nûr-ül-îzâh) ve bunun şerhı olan (İmdâd-ül-Fettâh) veyâ (Merâkıl-felâh)<br />

– 1178 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!