22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

elli etmezdi) buyuruldu. Başkaları Onun gerisinde bulundukları için ve bu da’vet<br />

yalnız Ona yapıldığı için, herkes Ona muhtâcdır. Feyzlere, bereketlere Onun vâsıtası<br />

ile kavuşurlar. Bunun için, bütün insanlara Onun Âli denilse yeri vardır “aleyhi<br />

ve alâ âlihissalâtü vesselâm”. Bütün insanlar, Ondan sonradırlar ve arada O olmayınca<br />

kemâle kavuşamazlar. Hepsinin varlığı, Onun varlığına bağlı olunca,<br />

varlıkdan hâsıl olan kemâller, O vâsıta olmayınca nasıl hâsıl olabilir? Âlemlerin<br />

Rabbinin sevgilisi, elbet böyle olur “aleyhi ve alâ âlihissalâtü vesselâm”!<br />

İyi dinleyiniz! Keşf yolu ile anlaşıldı ki, Allahü teâlânın sevgilisi olması “aleyhi<br />

ve alâ âlihissalâtü vesselâm”, zât-i ilâhîye muhabbeti iledir. Araya hiçbir sıfat<br />

ve şân ve i’tibâr karışık değildir. Allahü teâlâ, kendisini de bu muhabbet ile sevmekdedir.<br />

Başka kullarını sevmesi böyle değildir. Şuyûn ve i’tibârât ile veyâ esmâ<br />

ve sıfat ile, hattâ ismlerinin ve sıfatlarının zılleri ile sevmekdedir.<br />

Bunu dahâ açıklıyalım. Resûlullahın vâsıta olması, iki dürlüdür: Birincisinde, sâlik<br />

ile matlûb arasında perde olur. İkincisinde ise, sâlik Ona takılarak, Onu vâsıta<br />

ederek, Ona uyarak, matlûba kavuşur. Sülûk yolunda ve hakîkat-i Muhammedîye<br />

varmadan önce, vesîle olmanın bu iki dürlüsü de vardır. Öyle sanıyorum ki,<br />

bu yolda vâsıta olan âlim, sâlikin şühûduna vâsıta ve perde olmakdadır. Yolun sonunda,<br />

cezbe imdâda yetişmezse ve perde aradan kalkmazsa, çok yazık olur. Çünki,<br />

cezbe yolunda ve hakîkat-ül-hakâika kavuşdukdan sonra, yalnız ikinci dürlü vâsıta<br />

olmak vardır. Ya’nî, arkasına takılmakla ve uymakladır. Perde olmakla değildir.<br />

Ya’nî, şühûd ve müşâhede için ve bunların benzeri için, perde olmak yokdur.<br />

Süâl: Yalnız bir ma’nâda olsa bile, Resûlullahın vâsıta olmaması, Resûlullah için<br />

bir kusûr, bir noksânlık olmaz mı “aleyhi ve alâ âlihissalâtü vesselâmü vettehiyye”?<br />

Cevâb: Arada vâsıta olmaması, Resûlullahın “aleyhissalâtü vesselâm” kemâlini,<br />

üstünlüğünü gösterir. Onun için kusûr olmaz. Hattâ, arada vâsıta olması kusûr<br />

olur. Çünki, tâbi’ olunanın arkasına takılmakla, Ona uymakla, yüksek derecelerin<br />

hepsine kavuşmak, Onun kemâlini gösterir. Bu ise, Onun vâsıta olmamasında<br />

vardır. Vâsıta olduğu zemân, böyle değildir. Vâsıta olmadığı zemân, şühûd perdesizdir.<br />

Bu ise, kemâl derecelerinin en üstünüdür. Vâsıta olunca, hâsıl olan şühûd ise,<br />

perdelidir. Görülüyor ki, vâsıta olmamak kemâldir, üstünlükdür. Vâsıta olmak, kusûrdur,<br />

noksânlıkdır. Hizmet eden, her makâmda Ona uymakdadır. Ona uymakla,<br />

Onun ni’metlerine ortak olmakdadır. Bu ise, hizmet olunanın büyüklüğünü, şerefinin<br />

çokluğunu gösterir. Bunun içindir ki, Resûlullah “aleyhi ve alâ âlihissalâtü<br />

vesselâm”, (Ümmetimin âlimleri, İsrâil oğullarının Peygamberleri gibidir!) buyurdu.<br />

Âhıretde Allahü teâlâyı görmek de, vâsıtasız ve perdesiz olacakdır. Sahîh<br />

olan hadîs-i şerîfde buyuruldu ki, (İnsan nemâza başlayınca, Allahü teâlâ ile kul arasında<br />

olan perde kalkar). Bunun için, nemâz mü’minin mi’râcıdır. Nemâzın mi’râc<br />

olması, tesavvuf yolunda sona kavuşanlar için tamdır. Çünki, perdenin kalkması,<br />

sonda olanlar içindir. Görülüyor ki, vâsıta ve perde aradan kalkmakdadır. Bu<br />

ma’rifet, Allahü teâlânın lutf ederek, ihsân ederek bu fakîre [ya’nî imâm-ı Rabbânîye]<br />

bildirilen ma’rifetlerin en incelerindendir. Fârisî beyt tercemesi:<br />

Ben o toprağım ki, behâr bulutları,<br />

saçıyor üzerime sâf damlaları.<br />

Şu beyt de ne güzel söylenmişdir:<br />

Fakîrin kapısına gelirse şâh,<br />

şaşırıp ey hoca, sakın çekme âh!<br />

Tesavvuf büyüklerinden çoğu, Resûlullah vâsıta olur dedi. Çoğu da, olmaz buyurdu.<br />

Hiçbiri sözlerini açıklamadı. Hangisinin kemâl, hangisinin kusûr olduğunu<br />

bildirmediler. Zâhir âlimleri, vâsıta olmaması tam îmân iken, buna küfr dedi-<br />

– 956 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!