22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

65 — YOLCULUKDA NEMÂZ<br />

(Seferî) veyâ (Müsâfir) olmak demek, yolcu olmak demekdir. Bir kimse, bulunduğu<br />

yerden veyâ gitdiği yolun iki tarafında dizili evlerin sonuncuları hizâsından<br />

ayrılırken, senenin kısa günlerinde, insan veyâ deve yürüyüşü ile, üç günde gidilecek<br />

yere gitmeği niyyet ederse, müsâfir olur. Niyyet etmez ise, bütün dünyâyı dolaşsa<br />

bile, müsâfir olmaz. Düşmanı arayan askerlerin hâli böyledir. Fekat, geri dönüşde<br />

müsâfir olur. İki günlük uzakda olan bir yere gitmeğe niyyet eden kimse, yolda<br />

iken veyâ o yere varınca, iki günlük yere dahâ gitmeğe niyyet etse, o dört<br />

günlük yere giderken müsâfir olmaz. Üç günlük yere gitmek niyyeti ile yola çıkan<br />

kimse, konakladığı bir yerden üç günlük yola gitmeğe niyyet ederek, ayrılırsa, gideceği<br />

yolun iki tarafındaki evlerin hizâsından ayrıldığı zemân müsâfir olur. Son<br />

evin gözünden gayb olması lâzım değildir. Bir tarafda evlerin hizâsını geçmesi lâzım<br />

olmaz. Deniz veyâ orman yanında konmuş olan göçebeler, çadırlardan ayrılınca<br />

müsâfir olur. Yolun bir veyâ iki tarafında, şehrden kendisine kadar evler dizilmiş<br />

bulunan köyleri de aşması lâzımdır. Şehre bitişik boş erâzîyi ve bağları, tarlaları,<br />

bostanları aşmak lâzım değildir. Bostanlarda, tarlalarda çiftçilerin, bekcilerin<br />

evleri bulunsa da, buralar ve bunlardan sonra gelen köyler, şehrden sayılmazlar.<br />

Boş erâzîden, kasabaya yakın (Finâ) denilen büyük mezârlıklar [fabrika,<br />

mekteb ve kışlalar] ve kasabadakilerin harman yapmak, hayvan koşdurmak, eğlenmek<br />

için devâmlı kullandıkları yerler ve avlandıkları, kullandıkları deniz ve göl<br />

kısmları şehrden sayılır. Ya’nî, buraları da aşmak lâzımdır. Finâ, ikiyüz metreden<br />

ziyâde uzakda ise veyâ arada tarla varsa, şehrden sayılmaz. Fekat uzak olan Finâda<br />

da, Cum’a ve bayram nemâzlarının kılınması sahîh olur. Arada Finâ bulunan<br />

şehrler, köyler şehrden sayılmaz. Böyle köyleri aşmak lâzım değildir. Yalnız Finâyı<br />

aşmakla seferî olur. Finâ, büyük şehrlerde ikiyüz metreden dahâ uzakda<br />

olunca da, şehrden sayılır. Muhtâr olan kavle göre, arada Finâ veyâ evler bulunursa<br />

da, köyleri aşmak lâzım olmadığı (İmdâd)ın Tahtâvî hâşiyesinde yazılıdır.<br />

Akşama kadar hep yürümesi şart değildir. Kısa günde, sabâh nemâzından, öğleye<br />

kadar yürümesi kâfîdir. Bu da, bir merhale, ya’nî bir menzil, bir konak denilen<br />

yoldur. Arada dinlenmesi de câizdir. Üç günlük yola, sür’atli bir vâsıta ile, meselâ<br />

trenle, dahâ az zemânda giderse, yine müsâfir olur [Mecelle 1664]. Bir yere,<br />

iki başka yoldan gidilse, biri kısa, öteki uzun olsa, kısa yoldan giden müsâfir olmaz.<br />

Uzun yol, üç günlük yürüyüş ise, bu yoldan, her vâsıta ile giden de, müsâfir olur.<br />

(İbni Âbidîn) buyuruyor ki, (Âlimlerin hepsi, üç günlük yolu, (Fersah) dedikleri,<br />

bir sâatda gidilen yolun uzunluğu ile bildirdiler. Bir kısmı, üç günlük yol yirmibir<br />

fersahdır dedi. Bir kısmı da, onsekiz, bir kısmı ise, onbeş fersahdır dedi. Fetvâ,<br />

ikinci söze göre, verilmişdir). Çoğunluğun fetvâsına göre, bir merhale, ya’nî bir<br />

günde gidilen yol, ârızasız olan düz yerde altı fersahdır. Bir fersah üç mîldir. Bir<br />

merhale onsekiz mîl, üç merhale 54 mîl olur. Bir mîlin dörtbin zrâ’ olduğu ve dörtbin<br />

hatve kavlinin za’îf olduğu ve bir zrâ’ın kelime-i tevhîd harfleri adedince,<br />

yirmidört parmak genişliğinde olduğu (İbni Âbidîn)de teyemmüm bahsinde yazılıdır.<br />

Bir parmak genişliği, ortalama 2 santimetredir. Bir zrâ’, 48 santimetre, bir mîl<br />

[1920] metre, bir fersah [5760] metredir. Bir merhale, otuzdört kilometre beşyüzaltmış<br />

metre, üç günlük yol da, takrîben yüzdört [103,680] kilometre olmakdadır. [Coğrafî<br />

mîl, bir dakîkalık Ekvator kavsinin uzunluğu olup [1852] metredir.] İstanbulda<br />

Küçükçekmeceden ayrılarak Tekirdağına giden seferî olur. (El fıkh-u alel mezâhib)de<br />

diyor ki, (Şâfi’î, mâlikî ve hanbelî mezheblerinde, sefer mesâfesi, iki merhale<br />

[Konak]dır. Bu da, onaltı fersahdır. Bu da 48 mîldir. Çünki bir fersah, üç mîldir.<br />

Bir mîl altıbin zrâ’ [insan kolu]dur. Seferî olmak mesâfesi, seksen kilometre<br />

altıyüzkırk metrelik bir yoldur.) Bu kadar kilometre olmak için, bir mîlin 4000 zrâ’<br />

ve bir zrâ’ın 42 cm. olması lâzımdır. Nitekim 1404 [m. 1984] de ikinci baskısı yapılan<br />

(El-mukaddimet-ül hadremiyye) Şâfi’î fıkh kitâbının şerhinde de, (Şâfi’îde<br />

– 221 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!