22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

sît ile öderler. Banka, mallara mâlik olmadan evvel, bunlarla akd yaparsa, bey’ bâtıl<br />

olur.<br />

[(Cemâleddîn-i Efgânînin talebelerinden, Mısrın ileri reformcularından Muhammed<br />

Abdüh, Câmi’ül-ezherin (m. 1963) senesinde ölen müdîri Şaltut ile yapdığı<br />

Kur’ân-ı kerîm tefsîrinde, banka fâizinin meşrû’ olduğuna fetvâ vermişdir. Dahâ<br />

sonra, din adamlarının ve çevresinin ağır baskısı altında kalarak, bu fetvâsından<br />

rücû’ eder görünmüşdür. Buna benzer teşebbüsler Hindistânda da yapılmışdır). Çalışdığı<br />

müessesenin fâiz ile verdiği mesken parasından istifâde etmek istiyen kimse,<br />

(Sizden ev satın almak istiyorum. Aldıkdan sonra, bedelinin ma’âşımdan taksîtlerle<br />

kesilmesini dilerim) demeli, müessese de, islâm bankasının yapdığı gibi, satın<br />

aldığı veyâ inşâ etdirdiği binâyı görünce, tesbît edecekleri semen ile, buna veresiye<br />

satmalıdır. Binâyı görüp sözleşmeden evvel ma’âşından kesilenleri müesseseye<br />

ödünc verir. Sonra bunlar semenden düşülür.]<br />

VAKF — Bir vakf mescid harâb olup ta’mîr eden bulunmaz ise veyâ etrâfında,<br />

ev, insan kalmayıp, kullanılmaz ise de, Tarafeyne göre yine vakf olarak kalır.<br />

İmâm-ı Ebû Yûsüfe göre “rahmetullahi teâlâ aleyh”, hâkimin izni ile satılıp, parası,<br />

aynı cinsden olan başka bir vakfa sarf edilir. Bir kimsenin başka başka vakflarının<br />

gelirleri [paraları] birbirlerine sarf edilemez.<br />

Binâ, tarla, kuyu gibi nakl edilmiyen şeyler sözbirliği ile vakf olunur. Nakl<br />

edilmiyen şey ile birlikde buna lâzım olan nakl olunan şey de İmâmeyne [Ebû Yûsüf<br />

ve Muhammede] göre vakf olunur. Vakf edilmesi âdet olan nakl edilebilir şeyler,<br />

imâm-ı Muhammede göre, yalnız olarak da vakf olunur. Bu imâma göre, altın,<br />

gümüş [ya’nî para] da vakf olunur. Hacm ile ve vezn ile ölçülen herşey de böyledir.<br />

Tabut, teneşir, tabut örtüsü, Kur’ân-ı kerîm ve başka kitâblar gibi âdet<br />

olan vakflar da böyledir. Hacm ile, vezn ile ölçülen eşyâ satılıp, bedelleri ve vakf<br />

paraları fakîrlere ödünc verilir ve mudârebe yolu ile sermâye olarak tüccâra verilerek<br />

kâra ortak olunur. Vakfın hissesine düşen kârları, fukarâya sadaka olarak<br />

dağıtılır. Vakf olunan paranın misli, hep vakfın emrinde kalması lâzımdır. Bununla<br />

birşey satın alınamaz ve bir borc ödenemez. Buğdaylar, fakîr olan köylüye tohumluk<br />

ödünc verilip, yeni mahsûlden ödenmek şartı ile vakf olunur. Sütü fakîrlere<br />

verilmek üzere inek vakf olunur. Ev eşyâsı gibi vakfı âdet olmıyan şeyleri vakf<br />

câiz değildir. Vakfın gelirinden, önce ta’mîr, sonra hizmet edenlerin ve nâzırın ücretleri<br />

ödenir.<br />

İbni Âbidîn diyor ki, (Vakf, mükellef kimsenin, kendi mülkü olan ma’lûm mütekavvim<br />

malının menfe’atini, bir şarta bağlamadan, müslim veyâ zimmî, bütün veyâ<br />

belli fakîrlere terk etmesidir. İmâmeyne göre, vakf edilen mal, vakf edenin mülkünden<br />

çıkar. Vakf, ibâdet değil, kurbetdir. Sevâb kazanmak niyyeti ile yapılan mubâhlara<br />

(Kurbet) denir. Vakf edilen maldan yalnız veyâ en sonra bir mescidin veyâ<br />

fakîrlerin fâidelenmesini bildirmek şartdır. Âdete göre zenginler de istifâde edebilir.<br />

Malını vakf eden kimse, bunu hâkime tescîl etdirdikden yâhud mütevellîye<br />

teslîm etdikden sonra, vazgeçemez. Öldükden sonra vakf olmasını söyleyince, bırakacağı<br />

malın üçde birinden verilmesini vasıyyet etmiş olup vazgeçmesi câiz<br />

olur. Vakf binâların ta’mîrleri, içinde parasız oturmağa hakkı olanların malları ile<br />

yapılır. Yapamazlarsa, hâkim bunları çıkarıp, kirâya verip, ücretleri ile ta’mîr etdirip,<br />

sonra bunlara teslîm eder. Kirâcı bulunmazsa, hâkim tarafından (İstibdâl)<br />

olunur. Ya’nî, harâb binâyı satıp, semeni ile başkasını alıp, mütevellîye teslîm<br />

eder. Başkasını satın alamazsa, semenini fukarâya dağıtır. Mürted, müslimân<br />

olunca, mürted iken yapdığı vakf sahîh olur. Müslimân, mürted olunca, önce yapmış<br />

olduğu vakf bâtıl olup vârislerinin olur. Zimmîlerin de, müslimân veyâ zimmî<br />

fakîrler için vakf yapması câizdir. Kilise için ve harbî fakîrler için, zimmînin de vakf<br />

yapması câiz değildir. Vakf eden kimse, bir (Mütevellî) ta’yîn edip, malı buna teslîm<br />

eder. Vakf ebedî olmak lâzımdır. Bir dahâ geri alamaz. Osmânlı türklerinde al-<br />

– 861 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!