22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

tün bilgilerini, Kur’ân-ı kerîmden ve hadîs-i şerîflerden almışlardır. Kur’ân-ı kerîmin<br />

ve hadîs-i şerîflerin ma’nâlarını Eshâb-ı kirâmdan öğrenmişlerdir. Kendiliklerinden<br />

hiçbirşey söylememişlerdir. Eshâb-ı kirâmın “radıyallahü teâlâ aleyhim<br />

ecma’în” yolunda oldukları için, bunlara (Ehl-i sünnet vel-cemâ’at) denilmişdir.<br />

Fıkhda mezheb sâhibleri, dört imâmdır. Bunların mezhebleri içinde müctehid-i<br />

fil-mezheb yüksek makâmına yetişenler vardır. Bunlar; Hanefîde, imâm-ı Muhammed<br />

ve imâm-ı Ebû Yûsüf, Şâfi’îde, imâm-ı Nevevî ve imâm-ı Râfi’î, imâm-ı<br />

Muhammed Gazâlî gibi olanlardır. Bunlardan başkasının ictihâdları, bunların ictihâdıdır.<br />

Ya’nî bunların ictihâdına uyarsa, kabûl olunur. Uymazsa, bunlara uydurulabilirse,<br />

uydurulur. Uydurulamazsa, din temelleri bunların üzerine kurulmaz.<br />

Bu işi yapan, ya’nî uyup uymadığını anlıyan, ancak, bu yeni ictihâd sâhiblerinin üstünde,<br />

ilme, derin anlayışa mâlik olanlardır. Bunlar da, o büyük imâmların yetişdirdiği<br />

islâm âlimleri, ya’nî dînini seven ve kayıran âlimlerdir ki, herbiri dünyânın<br />

her yerinde yüksek tanınmışdır. Mektûbunuzda ismi geçen Şemseddîn Sehâvî, tabî’î<br />

bu dâirenin dışındadır. (El-mekâsıd-ül-hasene) ismindeki kitâb da, kıymetli din<br />

kitâblarından sayılmaz. Bunun ölçüsü de, kıymetli islâm kitâblarıdır. Bu kitâblara<br />

uyarsa, kabûl olunur. Uymazsa, evirip çevirip, uydurmağa çalışılır. Uydurulamazsa,<br />

mes’ûliyyeti sâhibine bırakıp, o kitâbdan el çekilir. Dînin temelini kuran<br />

tefsîrler, böyle kitâblarla red ve tenkîd edilmez. Bundan dolayı, Melâhime [ya’nî<br />

büyük savaş, muhârebe] ve mürtekıbe ve müntezıra [Her ikisi de gözetmek, beklemekdir.<br />

Bu üç ilm, muhârebenin netîcesini, önceden keşf etme yollarını öğretir]<br />

hakkında pek az hadîs var demesi, üzerinde durulacak bir noktadır. Hadîslerin az<br />

veyâ çok olması aranmaz. Hadîs olduğu anlaşılınca, bir hadîs-i şerîf de yetişir. Çünki,<br />

Muhbir-i sâdıkdan “sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem” gelen her habere inanılır.<br />

Azlık ve çokluk, ölçü ile anlaşılır. Az ve çok olması, ne ile ölçülecekdir. Kıymetli<br />

hadîs kitâblarında, bunlar için bulunan hadîs-i şerîflerin sayısı, başka şeyler<br />

için olanlardan dahâ çokdur.<br />

Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” gizli kalması lâzım olan birçok şeyi, Huzeyfet-ibni<br />

Yemâna söyledi. Bu zât ve Ebû Hüreyre “radıyallahü anhümâ” buyurdular<br />

ki: (Server-i âlem “sallallahü aleyhi ve sellem”, âlemin yaratıldığı zemândan,<br />

yok olacağı güne kadar, olmuş ve olacak şeyleri bize bildirdi. Bunlardan bildirilmesi<br />

câiz olanları bildirdik. Örtmesi lâzım olanları, sakladık, bildirmedik.) Bildirilenlerin<br />

hepsi de, belki bizlere gelememişdir. Bizlere gelmiyen hadîs-i şerîflere,<br />

yok denemez. Bununla berâber, Melâhime kitâbları, dînin temelini kuran kitâblardan<br />

değildir. Sakınılacak şeyleri bildirmekdedir. Böyle kitâblarda, mübâlaga bulunur<br />

ve sakınmak, böyle mümkin olur. İslâm dîninin sağlamlığı, Melâhime kitâblarının<br />

doğruluğuna bağlı değildir ki, kitâbların yanlış olması, dîne bir ayb ve kusûr<br />

olsun. Bu kitâblar, târîh gibidir. Târîhler, elbette böyle olur.<br />

Sehâvînin (İmâm-ı Ahmed, üç kitâbın aslı yokdur demişdir) dediğini yazıyorsunuz!<br />

Bu Ahmed, imâm-ı Ahmed ibni Hanbel “rahmetullahi teâlâ aleyh” olmasa<br />

gerek. Çünki, böyle büyük bir imâm, bir kalemde (Üç kitâbın aslı yokdur) demez.<br />

Bu büyük âlimler, şübheli yerleri ayırırlar. Bir kitâbın hepsi yanlışdır demezler.<br />

Bununla berâber, Melâhim, Megâzî [ya’nî harb târîhi] kitâbları, islâm dîninin<br />

kıymetli kitâblarından olmadığı için (Melâhim hakkında, hiç doğru hadîs kabûl etmiyor)<br />

sözünün bir ehemmiyyeti yokdur. Şunu da bildirelim ki, kabûl etmemek,<br />

yok olduğunu bildirmez. Yok olan şeyler, isbât edilemez. Çünki, yokluğu gösteren<br />

şâhid bulunmaz.<br />

Sehâvînin bildirdiğine göre: (İmâm-ı Ahmed “rahmetullahi teâlâ aleyh”, (Tefsîr-i<br />

Kelbî) başdan başa yanlışdır demiş). Yukarıda bildirdiğimize göre, (Tefsîr-i<br />

Kelbî) zâten dînin temel kitâbı değildir. (Mukâtil tefsîri) de böyledir.<br />

Şevkânînin (Tefsîr-i Hakâyık [Sülemî]) gibi, sôfiyye tefsîrleri, tefsîr değildir, dediğini<br />

yazıyorsunuz. Yukarıda tefsîrler için verilen bilgi, bu tefsîri de içine al-<br />

– 415 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!