22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

ğil, bereketli olmasını istemelidir. Bereket, emîn olanlarda bulunur. Hattâ çokluk<br />

dahî emîn tüccârlarda bulunur. Çünki, her müşterî, emîn tüccâra gider. Hıyânet<br />

edenlere kimse gitmez. Bir tüccâr düşünmeli ki, ömrü yüz seneden çok değildir.<br />

Âhıretin ise, sonu yokdur. Birkaç günlük ömrünün altın ve gümüşünü artdırmak<br />

için, ebedî ömrünü ziyâna sokmağı kim ister? Böyle düşünen bir satıcı hıyânet yapamaz.<br />

Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki, (Lâ ilâhe illallah diyenler,<br />

dünyâyı dinden üstün tutmadıkca, Allahü teâlânın gadabından, azâbından<br />

kurtulurlar. Dîni bırakıp, dünyâya sarılırlarsa, bu kelime-i tevhîdi söyleyince,<br />

Allahü teâlâ, onlara, yalan söylüyorsun! buyurur).<br />

Her san’atde de hîle yapmamak farzdır. Çürük iş yapmak ve gizlemek harâmdır.<br />

İmâm-ı Ahmed ibni Hanbelden “rahmetullahi teâlâ aleyh”, gizli yama yapmağı<br />

sordular. Kendi giymesi ve müşterînin giymek istemesi ile câiz olup, hîle olarak<br />

yapmak, ya’nî gizli yamayı, yeni diye satmak günâhdır. Aldığı para harâmdır,<br />

buyurdu.<br />

[İnsanlar fâsıkdır, kâfirdir diyerek, hiyle, hıyânet yapmanın câiz olacağını sanmak<br />

doğru değildir. Hiyle, hıyânet ve başkalarının haklarına saldırmak harâmdır.<br />

Harâmlar, zarûret olmadıkca, hiçbir yerde, hiçbir sebeble halâl olmaz. İslâmın güzel<br />

ahlâkını her yerde tatbîk etmek lâzımdır. Güzel ahlâklı olmak sûreti ile müslimânlığı<br />

tanıtmak, Emr-i ma’rûf yapmak olur. Dâr-ül-harbde de, kâfirlerin haklarına<br />

dokunmamak, hükûmetlerinin kanûnlarına uymak, kimseyi dolandırmamak,<br />

müslimânlığın îcâbıdır. Hasen el-Bennâ ve Seyyid Kutb ve Mevdûdî gibi mezhebsizler,<br />

Hac sûresinin otuzdokuzuncu âyet-i kerîmesine yanlış ma’nâ vererek, gençleri<br />

hükûmete karşı ısyân etmeğe teşvîk etdiler. Kardeşi kardeşe, düşman yapdılar.<br />

Anarşiyi körüklediler. Hâlbuki, bu âyet-i kerîmenin meâli, (Mü’minlere saldıran<br />

zâlimlerle cihâd yapmağa izn verildi)dir. Mekkede kâfirler, müslimânlara<br />

zulm ediyorlar, yaralıyor, öldürüyorlardı. Bu zâlimlerle döğüşmek için, Resûlullahdan<br />

“sallallahü aleyhi ve sellem” tekrâr tekrâr izn istediler. İzn verilmedi. Zâlimlerin<br />

zulmünden kurtulamıyacak olanların, kâfir memleketi olan Habeşistâna<br />

hicret etmelerine izn verildi. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” Medîneye hicret<br />

edince, bu âyet-i kerîme gelerek, yeni kurulan islâm devletinin, Mekkedeki zâlimlerle<br />

cihâd yapmasına izn verildi. Bu âyet, müslimânların zâlim hükûmete<br />

karşı ısyân etmeleri için değil, islâm devletinin, insanların islâm dînini işitmelerine,<br />

müslimân olmalarına mâni’ olan, zâlim diktatörlerin orduları ile cihâd yapmasına<br />

izn vermekdedir. Görülüyor ki, müslimân olsun, kâfir olsun, âdil olsun, zâlim<br />

olsun, hiçbir hükûmete karşı, isyân etmek, kanûnlara karşı gelmek, hiçbir zemân<br />

câiz değildir. Fitne çıkarmamalı, fitne çıkaranların arasına karışmamalıdır. Komünist<br />

memleketde bulunan bir müslimân, zulm ve işkenceden usanır, islâmiyyete uygun<br />

yaşaması, ibâdetlerini yapabilmesi imkânsız olur ise, zâlimlere yine karşı gelmemeli,<br />

bir islâm memleketine, hicret etmelidir. İslâm memleketine hicret imkânı<br />

bulamazsa, insan haklarına, dîne, ibâdete saldırmıyan herhangi bir memlekete<br />

gitmelidir.]<br />

3 — Ölçüde hîle etmemeli, doğru dartmalıdır. Kur’ân-ı kerîmde, Mutaffifîn sûresi,<br />

birinci âyetinde meâlen, (Verirken noksân, alırken fazla ölçenlere acı azâblar<br />

yapacağım) buyuruldu. Büyüklerimiz, her aldıklarını biraz noksân, verdiklerini<br />

de, biraz fazla ölçerdi. Bu az fark, Cehennem ile aramızda perdedir derlerdi.<br />

Bunu tam doğru ölçememek korkusundan yaparlardı. Yedi kat yer ve yedi kat gökler<br />

genişliğinde olan Cenneti, birkaç kuruşa satanlar ne kadar ahmakdır ve birkaç<br />

arpa dânesi için, Cehennem azâbı ile müjdelenenler ne kadar ahmakdır, buyururlardı.<br />

Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” her ne satın alsaydı, parasını biraz<br />

fazla verirdi. Fudayl bin İyâd “rahmetullahi teâlâ aleyh”, oğlunu, birşey satın<br />

alıp, vereceği altının kirlerini temizlerken görünce, (Ey oğlum! Bu yapdığın iş, sana<br />

iki nâfile hacdan ve iki umreden dahâ fâidelidir) buyurdu. Büyüklerimiz buyu-<br />

– 842 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!