22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

yerine, Onun emr etmediği, hattâ düşmanı olduğu tanrı ismini söyliyerek ezân okumak<br />

ve ibâdet etmek, Allahü teâlâyı gadaba getirir, düşmanlığa sebeb olur. İbni<br />

Âbidîn “rahmetullahi teâlâ aleyh”, ezânı anlatmağa başlarken buyuruyor ki:<br />

(Ezân, bildirilen şeklde, bildirilen kelimeleri okumakdır. Ma’nâsı aynı olsa ve herkes<br />

anlasa da, tercemesini okumak câiz değildir. Tegannî ederek, ya’nî kelimeleri<br />

bozarak da okumak câiz değildir. Kelimeleri bozmak demek, mûsikî perdesine<br />

uydurmak için, hareke, harf ve med [uzatmak] eklemek veyâ çıkarmak demekdir.<br />

Böyle okunan ezânı ve Kur’ân-ı kerîmi ve mevlidleri dinlemek de günâhdır. Bunları<br />

ilâve etmeden, ya’nî kelimeleri bozmadan tegannî etmek, [ya’nî sesi güzelleşdirmek]<br />

câizdir ve iyidir.)<br />

İbâdetler emre uygun yapılmazsa oyuncak olur. Dîni, oyun yapmak, âdete uydurmak<br />

ise, kâfirliğin en kötüsü, en çirkinidir.<br />

Allahü teâlânın, Kur’ân-ı kerîmde bildirdiği doksandokuz isminden birçoğu, yaratıcı<br />

olduğunu göstermekdedir. Meselâ, Mukît, Hâlık, Bâri, Müsavvir, Razzâk,<br />

Mübdi, Mu’îd, Muhyî, Mümît, Kayyûm, Vâlî, Bedî’ ismleri böyledir.<br />

Bu oniki ismden, meşhûr olan (Hâlık) ismi, takdîr, ta’yîn edici demekdir. (Bâri)<br />

var edici demekdir. (Müsavvir) sûret vericidir. Meselâ, bir mühendis, binâ<br />

yapmak isteyince, önce lâzım olan kereste, tuğla, çimento, demir, arsa, odaların adedi,<br />

büyüklüklerini takdîr ve ta’yîn eder, keşf eder, plân hâzırlar. Halk, bu demekdir.<br />

Sonra, mi’mâr bu plâna göre binâyı yapar. Mi’mâr binânın bârisi olur. Nihâyet,<br />

binânın nakşları, süsleri yapılır. Bunu yapan, müsavvir olur.<br />

Allahü teâlânın, her işinde, şerîki, ortağı yokdur. Her varlığın hâlıkı, bârisi, müsavviri<br />

yalnız Odur. Yaratmak, yokdan var etmekdir. Maddeyi, elemanı yok iken<br />

var etmek ve var etdikden sonra, başka bir varlığa çevirmek de yaratmakdır. Meselâ,<br />

(İnsanı nutfeden, cinni ateş alevinden yaratdı) meâlindeki âyet-i kerîme<br />

böyle olduğunu bildirmekdedir. Yerler, gökler, bugün bildiğimiz yüzbeş basît<br />

cism (eleman) yok idi. Bunların hepsini sonradan var etdi. Elemanları, oksidleri,<br />

asidleri, bazları, tuzları birbiri ile birleşdirerek, parçalıyarak milyonlarla uzvî<br />

(organik) ve inorganik cismler meydâna getirmekde, ya’nî yaratmakdadır. Allahü<br />

teâlânın âdeti şöyledir ki, herşeyi bir sebeb, bir vâsıta ile yaratmakdadır. Sebebleri<br />

yapan, var eden, bunlarda aktiflik, te’sîr kuvveti yaratan da Odur. Cismlerin<br />

fizik ve kimyâ özellikleri, fizik, kimyâ, biyoloji olayları, reaksiyonları, Onun yaratdığı<br />

sebeblerdir. Elektrik, ısı, mekanik, ışık ve kimyâ enerjilerini ve tepkimeleri<br />

hâsıl eden çeşidli kuvvet şekllerini sebeb olarak yaratmışdır. Bu sebebleri, cismleri<br />

yaratmasına vâsıta kıldığı gibi, insan aklını, insan gücünü de, kendi yaratmasına<br />

vâsıta kılmışdır. Meselâ, kömürün, beşyüz derece üstüne, ya’nî tutuşma sıcaklığına<br />

kadar ısınarak yanma olayının başlamasına, kibritin alevi sebeb olmakda ise<br />

de, kömürün oksidlenmesini, yanmasını yaratan Odur. Kibrit, yanma olayının<br />

yaratıcısı değildir. Çünki, kibritin yapısını, özelliklerini, alevini, ısı enerjisini, karbon<br />

atomlarının oksigene ilgisini, olayın ekzoterm olup, kömürü ısıtıp kırmızı şuâ’<br />

(ışıma) yaymasını yaratan hep Odur. Bunun gibi, tuz asidi içinde, çinko eriyip, çinko<br />

klorür adında, yeni özellikde bir bileşik cism meydâna geliyor. Bu iyon şebekesini<br />

çinko atomları ve asit molekülleri yaratdı denilemez. Çünki, çinko klorür<br />

denilen iyon şebekesindeki, çinko ve klorür iyonlarının atomlardan meydâna gelişindeki<br />

elektron mubâdelesinde ve bunun sebeblerinde, iyonlar arasındaki çekme<br />

ve itme kuvvetlerinde, çinko ve asit birşey yapmadığı gibi, çinkoyu asidin içine<br />

atan insan da, bu işinden başka, birşey yapmamışdır. Çinko klorürün meydâna<br />

gelmesinde, insan seyrci kalmış, iyon şebekesini hâsıl eden tepkimeyi, özellikleri,<br />

kuvvetleri, Allahü teâlâ yaratmışdır. Demek ki, insanın aklı ve gücü de, diğer<br />

tabî’at kuvvetleri gibi, Allahü teâlânın önce yaratmış olduğu, maddeler, elemanlar,<br />

özellikler, kuvvetler, enerjiler arasındaki şartları, dengeleri değişdirerek, yeni<br />

bir dengenin, bir âhengin, bir sistemin yaratılmasına bir sebeb, bir vâsıtadan baş-<br />

– 432 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!