22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

Bekr-i Sıddîkı “radıyallahü anh” kendi yerine imâm yapmışdı. Bilâl-i Habeşî “radıyallahü<br />

anh” her ezân okuduğunda, (Ebû Bekre söyleyiniz, nâsa imâm olsun!)<br />

buyururdu. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, kendinden sonra, hazret-i Ebû<br />

Bekrin halîfe olmağa, herkesden dahâ lâyık olduğunu gösteren ve Ömer, Osmân<br />

ve Alîden “radıyallahü anhüm” her birinin de, kendi zemânlarındaki insanlardan,<br />

hilâfete en lâyık olduklarını bildiren çok şeyler söylemişdir).<br />

Abdülkâdir-i Geylânî “kuddise sirruh”, kitâbında, Ebû Bekr, Ömer, Osmân, Alî<br />

ve Hasenin “radıyallahü anhüm” üstünlüklerini gösteren hadîs-i şerîfleri ve hilâfetlerini<br />

uzun uzadıya bildirdikden sonra, diyor ki: İmâm-ı Alî “radıyallahü anh”<br />

şehîd olunca, imâm-ı Hasen “radıyallahü anh” müslimân kanı dökülmemesi ve râhat<br />

etmeleri için hilâfeti bırakmak istedi. Mu’âviyeye “radıyallahü anh” teslîm eyledi.<br />

Onun emrlerine tâbi’ oldu. O günden i’tibâren Mu’âviyenin “radıyallahü anh”<br />

hilâfeti hak ve sahîh oldu. Bu sûretle, Server-i âlemin “sallallahü aleyhi ve sellem”<br />

haber vermiş olduğu, (Bu benim oğlum seyyiddir. Ya’nî büyükdür. Allahü teâlâ,<br />

onun ile, mü’minlerden, iki büyük fırka arasını bulur. Ya’nî barışdırır), hadîs-i şerîfinin<br />

ma’nâsı meydâna çıkdı. Görülüyor ki, imâm-ı Hasenin “radıyallahü anh”<br />

tâbi’ olması ile, Mu’âviye “radıyallahü anh”, islâmiyyete uygun halîfe olmuşdur.<br />

Böylece, müslimânlar arasındaki bütün anlaşmazlık sona ermişdir. Tâbi’în ve Tebe-i<br />

Tâbi’în ve dünyâdaki bütün müslimânlar “rahmetullahi teâlâ aleyhim ecma’în”,<br />

Mu’âviyeyi “radıyallahü anh” halîfe olarak tanımışdır. Server-i âlem “sallallahü<br />

aleyhi ve sellem”, Mu’âviyeye “radıyallahü anh”, (Halîfe olduğun zemân,<br />

yumuşak ol veyâ güzel idâre et!) buyurdukları gibi, diğer bir hadîs-i şerîfde, (İslâmiyyet<br />

değirmeni, otuzbeş sene veyâhud otuzyedi sene devâm edecekdir) buyurmuşdur.<br />

Peygamber efendimizin “sallallahü aleyhi ve sellem” çarh, ya’nî dolab buyurmasının<br />

sebebi, dindeki kuvveti ve sağlamlığı bildirmek içindir. Bu müddetin<br />

otuz senesi dört halîfe ve imâm-ı Hasen ile “radıyallahü anhüm” temâmlandıkdan<br />

sonra, geri kalan beş veyâ yedi senesi, Mu’âviyenin “radıyallahü anh” hilâfeti zemânıdır.<br />

Abdülkâdir-i Geylânînin “kuddise sirruh” sözü burada temâm oldu.<br />

(Mevâhib-i ledünniyye) ikinci cildinde, Resûlullahın “sallallahü aleyhi ve sellem”<br />

gelecekde olacak şeylerden verdiği haberleri bildirirken diyor ki: İbni Asâkir<br />

bildiriyor ki: Resûlullah, Mu’âviyeye, (Benden sonra, ümmetimin üzerine hâkim<br />

olursun. O zemân, iyilere iyilik et. Kötülük yapanları da, afv eyle!) buyurdu.<br />

Yine İbni Asâkir bildiriyor ki, Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, (Mu’âviye,<br />

hiç mağlûb olmaz) buyurmuşdur. Alî “radıyallahü anh”, Sıffîn muhârebesinde,<br />

bu hadîs-i şerîf hâtırıma gelseydi, Mu’âviye ile harb etmezdim, demişdir.<br />

[Hazret-i Mu’âviye “radıyallahü teâlâ anh” için Allâme Abdül’azîz Ferhârevî<br />

Hindînin “rahmetullahi aleyh” arabî (En-nâhiyetü an ta’nı emîr-il-mü’minîn<br />

Mu’âviyete) kitâbında geniş bilgi vardır. (En-nâhiye) kitâbı, Hakîkat Kitâbevi tarafından<br />

yeniden tab’ edilmişdir.]<br />

Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem”, hazret-i Haseni “radıyallahü anh” göstererek:<br />

(Biliniz ki, benim şu oğlum seyyiddir. Allahü teâlâ, yakın zemânda, müslimânlardan<br />

iki büyük askeri, bu oğlum sebebi ile, barışdırır) buyurdu. Alî “radıyallahü<br />

anh” şehîd olunca, kırkbinden ziyâde kimse, hazret-i Haseni “radıyallahü anh”<br />

halîfe yapdı. Irâkda ve Horâsânda, yedi ay, halîfe oldu. Sonra, büyük bir ordu ile,<br />

Mu’âviyenin “radıyallahü anh” üstüne yürüdü. İki ordu karşılaşınca, hazret-i Hasen<br />

“radıyallahü anh”, iki tarafdan birinin çoğu ölmeyince, diğer tarafın gâlib olamıyacağını<br />

düşünerek, müslimânların kanı dökülmemesi için, hazret-i Mu’âviyeye “radıyallahü<br />

teâlâ anh” mektûb yazdı. Ba’zı şartlarla, hilâfeti ona bırakdı.<br />

İmâm-ı Beyhekî diyor ki, Alî “radıyallahü anh” buyurdu ki, Resûlullahdan<br />

“sallallahü aleyhi ve sellem” işitdim, buyurdu ki: (Ümmetimden ba’zı kimseler meydâna<br />

çıkacak, Eshâbımı kötüliyeceklerdir. Bunlar, müslimânlıkdan ayrılacaklardır).<br />

(Mevâhib-i ledünniyye)nin yazısı burada temâm oldu].<br />

– 511 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!