22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

kabûl ile, islâm nikâhı olur. [Mehr parasını bir kâğıda yazıp ve dâmâd ile iki şâhid<br />

altını imzâlayıp zevceye teslîm etmek müstehabdır. Mehr parası kul hakkıdır.<br />

Erkek zevcesini boşarken, zevcenin bu hakkını ödemezse, dünyâda hapse, âhıretde<br />

de Cehenneme girecekdir. Meselâ yirmi altın lira veyâ bir Reşâd altını doksan<br />

bin lira kıymetinde olduğu zemân, iki milyona yakın kâğıd lira ödemek ve çocukların<br />

nafakaları için annelerine her ay geçim parası vermek, ya’nî ikinci bir evin<br />

geçim masrafını yüklenmek, çok kimsenin yapabileceği birşey değildir. Görülüyor<br />

ki, Allahü teâlâ boşamak hakkını erkeğe vermiş ise de, bir müslimânın bunu yapmasını<br />

çok ağır şarta bağlamış, hattâ imkânsız kılmışdır. Boşamak hakkı kadınlara<br />

bir göz dağı olmakdan ileri gitmemekde, ancak erkeğin ev idâresindeki vazîfelerini<br />

yapabilmesine kuvvet vermekde, yardımcı olmakdadır. Boşamak hakkı,<br />

zâhiren erkeğin elinde, hakîkatde ise, her zemân zevcenin elindedir. Bir mü’min<br />

zevcesini boşamak isteyince, çok az kimsenin kazanabileceği parayı ve senelerce<br />

devâm eden nafakaları ödemek veyâ dünyâda habshânede kalmak, âhıretde de Cehennemde<br />

yanmak korkusu, önüne dağ gibi dikilir. Kadın boşanmak isteyince, mehrini<br />

hediyye, halâl edip, nâ-hoş hareketleri ile zevcini talâk vermeğe mecbûr edebilir.<br />

Zevcenin boşanması bu kadar kolay olduğu hâlde, âile hayâtının kudsiyyetini<br />

ve zevcin zevcesi üzerindeki haklarını bilen bir müslimân kadını, mukaddes yuvasını<br />

yıkmak günâhına girmeği ve böylece dünyâda sefîl ve rezîl, âhıretde de azâba<br />

müstehak olmağı elbet istemez. Boşanan kadın, hiçkimseye birşey vermeğe mecbûr<br />

değildir. Ona zengin akrabâsı bakmağa mecbûrdur. Kimsesi yoksa, Beyt-ülmâl<br />

bakar. Sâlih bir mü’min ise, zevcesini boşayınca çocuklarına nafaka vermek<br />

ve yeni evini geçindirmek için devâmlı çalışıp, kazanmak mecbûriyyetindedir.<br />

Dinsizlerin, mezhebsizlerin ve câhillerin, islâmiyyete uymıyan yanlış, bozuk hareketlerini<br />

ileri sürerek, islâmiyyete dil uzatmamalıdır.]<br />

İslâm nikâhının sahîh olması için, dâmâdın ve gelinin müslimân olmaları şartdır.<br />

Ya’nî îmânın ve islâmın şartlarını bilmeleri ve inanmaları lâzımdır. Îmânları<br />

şübheli ise, nikâh yapacak olan kimse, Besmele, hamd ve salevât okudukdan sonra,<br />

îmânın altı ve islâmın beş şartını birer birer söyler. Herbirini dâmâda ve geline<br />

de söyletir. Allahü teâlânın sıfât-ı zâtiyyesini ve sıfât-ı sübûtiyyesini, Peygamberlerin,<br />

meleklerin mühim özelliklerini, kabr ve kıyâmet bilgilerini, sırası gelince,<br />

orada söyler ve tekrâr etdirir. Bunlara inandık, îmân etdik, mü’minim, müslimânım<br />

elhamdülillah dedirir. Sonra dâmâddan veyâ vekîlinden başlıyarak nikâhı<br />

kıymalıdır. (Redd-ül-muhtâr)da buyuruyor ki, (Bir arada bulunan kadınla erkeğin,<br />

yazı ile nikâh yapması câiz olmaz. Karşı karşıya olmayınca, birinin mektûb<br />

gönderip, ötekinin iki şâhid yanında mektûbu okuyup, söz ile kabûl etmesi câiz olur.<br />

İkisinin de, yazı ile bildirmesi olmaz. Erkekden gelen mektûbu, kadın, iki şâhide<br />

okur veyâ anlatır. Şâhid olunuz! Ona zevce olmağı kabûl etdim der. Kadının,<br />

mektûbu şâhidlere okuması, erkeğin şâhidler yanında söz ile teklîf etmesi gibi olur).<br />

İbni Âbidîn “rahmetullahi teâlâ aleyh”, nikâh şâhidlerini anlatırken buyuruyor<br />

ki, (Bütün akdlerde [sözleşmelerde] olduğu gibi, nikâh için birini vekîl yaparken<br />

de, iki şâhid bulunması lâzım değildir. Fekat, her akdde iki şâhid müstehabdır. Nikâh<br />

yapılırken ise, şartdır, lâzımdır. Ödünc vermekde de, iki şâhid vâcibdir denildi.<br />

Ticâret, vekâlet ve bütün akdlerde sened yazmak şart değil ise de, ödünc vermekde<br />

lâzım, nikâhda da müstehabdır. Vekîl yapmakda ve nikâhda, şâhidlerin [ve<br />

vekîl yapılacak zâtın] kadını tanımaları lâzımdır. Yanında iseler, yüzünü görmeleri<br />

iyi olur. Başka odadan sesini duyarlarsa, kadın odada yalnız ise, câiz olur. Nikâh<br />

kıyılırken, velî veyâ vekîl şâhidlerin bildiği kadının yalnız ismini söyler. Şâhidlerin<br />

tanımadıkları kadının, babasının ve dedesinin adını da söylemesi lâzımdır. Tanımak,<br />

kimin kızı ve hangi kızı olduğunu bilmek demekdir. Şahsını, şeklini bilmek<br />

değildir. Küçük kızın babası, kızının nikâhını kıymak için, bir zâta emr eder. O vekîl<br />

olan da, bir başkası yanında nikâh yaparsa, baba da hâzır bulundu ise, câiz olur.<br />

– 572 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!