22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

dikde, (Şâmda) buyurdu. (Acabâ Şâmda geçim nasıldır?) deyince, Üveys, (Rızklarından<br />

şübhe eden kalblere yazıklar olsun! Bunlara, nasîhat fâide etmez!) buyurdu.<br />

Tevekkül, kalbin yapacağı bir işdir ve îmândan meydâna gelir. Îmânın çeşidleri<br />

vardır. Fekat tevekkül, bunlardan ikisine dayanmakdadır. Bunlar, tevhîde îmân<br />

ve lutf ve merhamet-i ilâhînin çokluğuna îmândır.<br />

Tevekkülün esâsı olan tevhîd: Tevhîdi anlatmak, uzun sürer ve tevhîd ilmi, bütün<br />

ilmlerin sonudur. Biz burada, yalnız tevekküle lâzım olacak kadarını göstereceğiz:<br />

Tevhîdin dört derecesi vardır. Ya’nî bir özü vardır ve özünün de özü vardır.<br />

Bir de kabuğu vardır ve kabuğun da kabuğu vardır. Demek ki, iki özü, iki de kabuğu<br />

vardır. Tevhîd, tâze cevz gibidir. Cevzin iki kabuğunu ve içini herkes bilir.<br />

Özünün özü de, yağıdır.<br />

Tevhîdin birinci derecesi, yalnız dil ile (Lâ ilâhe illallah) deyip, kalb ile inanmamakdır.<br />

Münâfıkların tevhîdi böyledir.<br />

İkinci derece: Bu kelime-i tevhîdin ma’nâsına, kalbin inanmasıdır. Bu inanış, yâ<br />

başkalarından görerek, işiterek olur ki, bizim gibi câhillerin inanışı böyledir. Yâhud<br />

delîl ile, aklın isbât etmesi ile inanır. Din âlimlerinin, kelâm ilmi üstâdlarının<br />

inanması böyledir.<br />

Üçüncü derece: Bir yaratanın, herşeyi yaratdığını görmek, her işin, tek bir fâ’il<br />

tarafından yapıldığını, başka kimsenin, hiçbirşey yapmadığını anlamakdır. Bu<br />

görüş ve anlayış için, kalbde bir nûrun parlaması lâzımdır. Böyle hâsıl olan îmân,<br />

câhillerin ve kelâm âlimlerinin îmânına benzemez. Onların îmânı, taklîd ve isbât<br />

hîleleri ile kalbe çekilen bir perde gibidir. Bu görüş ve anlayış ise, kalbin açılması,<br />

perdelerin kalkmasıdır. Meselâ, bir ev sâhibinin, evde bulunmasına inanmak üç<br />

dürlü olur:<br />

1 — Birisinden işiterek inanmakdır. Taklîd ile olan îmân, bunun gibidir.<br />

2 — Ev sâhibinin, hergün kullandığı binek hayvanını, başlığını, ayakkabılarını<br />

evde gördüğü için inanmakdır. Bu da kelâm âlimlerinin îmânına misâldir.<br />

3 — Ev sâhibini evde görerek inanmakdır. Bu, âriflerin tevhîdine misâldir. Böyle<br />

tevhîd, her ne kadar yüksek derece ise de, bunun sâhibi, mahlûkları görmekde<br />

ve Hâlıkı görmekde, bunların Hâlık tarafından yaratıldığını bilmekdedir. Mahlûkları<br />

gördüğü için, tevhîd tam olamaz.<br />

Dördüncü derece: Bir var görür. Birden başka birşey görmez. Tesavvufcular bu<br />

hâle, (Tevhîdde fenâ) derler.<br />

Yukarıdaki dört dereceden birincisi, münâfıkların tevhîdi olup, cevzin dış kabuğuna<br />

benzer. Cevzin dış kabuğu, acı olduğu gibi ve dış yüzü güzel yeşil ise de,<br />

iç yüzü çirkin göründüğü gibi ve yakılınca bol duman yaparak ateşi söndürdüğü gibi<br />

ve birkaç gün cevzi korumakdan başka, bir işe yaramadığı gibi, münâfık tevhîdi<br />

de, onu dünyâda öldürülmekden korumakdan başka, birşeye yaramaz. Ölümden<br />

sonra, beden çürüyüp, rûh yalnız kalınca, birşeye yaramaz. İkinci derece<br />

olan, câhillerin ve kelâm âlimlerinin tevhîdi, cevzin tahta kabuğu gibidir. Bu tahta<br />

kabuk cevzi birkaç zemân korumakdan başka işe yaramadığı gibi, bu derecedeki<br />

tevhîd de, yalnız insanı Cehennem ateşinden korumağa yarar. Üçüncü derece,<br />

cevzin özü gibidir. Öz, cevzin asl işe yarayan kısmı ise de, cevz yağı ile ölçersek,<br />

posayı taşıdığı görülür. Üçüncü derecede de, mahlûkları görmek, posa gibidir. Hakîkî<br />

tevhîd, dördüncü derecedir ki, Hakdan başka, birşey bulunmaz. Kendini de<br />

unutur.<br />

Süâl — Tevhîdin dördüncü derecesine kavuşmak gücdür. Herşeyi, bir varlık görmek<br />

nasıl olur. Çeşidli sebebler görüyoruz ve yeri, gökü, mahlûkları görüyoruz.<br />

Bunlar, aynı şey midir?<br />

– 678 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!