22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

miş gibi sevinmek lâzımdır. Tâ’ûn [ya’nî vebâ ve her bulaşıcı hastalık] gelince, kızmamalı,<br />

üzülmemelidir. Sevgilinin yapdığı şey olduğunu düşünerek sevinmelidir.<br />

Herkesin belli bir eceli, ya’nî ölüm zemânı vardır. Bu zemân hiç değişmez. Onun<br />

için, hastalıkda sıkılmamalı, telâşa düşmemelidir. Böyle derd ve belâlar gelince,<br />

Allahü teâlâya sığınmalı, âfiyet vermesi, kurtarması için düâ etmeli, Ona yalvarmalıdır.<br />

Allahü teâlâ düâ edenleri, sıhhat ve selâmet istiyenleri sever. Mü’min sûresindeki<br />

âyet-i kerîmede meâlen, (Düâ ediniz! Düânızı kabûl ederim!) buyuruyor.<br />

[Bunun için her nemâzda, fâtiha okurken, Allahü teâlâdan hidâyet istiyoruz.]<br />

Allahü teâlâ, sizi, görünür ve görünmez belâlardan korusun! Âmîn.<br />

[Ya’kûb bin Seyyid Alî “rahmetullahi teâlâ aleyh”, (Şir’a-tül-islâm) şerhinde diyor<br />

ki, hadîs-i şerîfde, (Düâ etmek, ibâdetdir) buyuruldu. Kabûl olmazsa da, sevâb<br />

hâsıl olur. Düânın kabûl olması için şartlar vardır: Halâl yimelidir. Harâm lokma<br />

yiyenin düâsı kırk gün kabûl olmaz. Düâ ihtiyâcı gideren, se’âdete kavuşduran<br />

kapının anahtarıdır. Bu anahtarın dişleri, halâl lokmadır. Giydiği de tîb olmalıdır.<br />

Hazar olmayan, men’ edilmiş olmayan mala halâl denir. Hazer olmıyan, ya’nî şübheli<br />

olmıyan mala tîb denir. Düâ ederken, kalb uyanık olmalı, kabûl edileceğine<br />

inanmalıdır. Söylediğinden haberi olmıyan gâfilin düâsı kabûl olmaz. Düâdan<br />

evvel tevbe ve istigfâr etmelidir. Düânın kabûlü için acele etmemelidir. Düâya devâm<br />

etmeli, usanmamalıdır. Allahü teâlâ, düâ etmeği ve düâ edeni sever. Kabûl<br />

etdiği hâlde, istenileni vermeği gecikdirerek, düânın ve sevâbının çok olmasını ister.<br />

Düâyı, hiç olmazsa, yedi kerre tekrâr etmelidir. Râhat ve huzûr zemânlarında<br />

çok düâ edenin, derd ve belâ zemânlarındaki düâları çabuk kabûl olur. Düâdan<br />

evvel, Allahü teâlâya hamd ve Resûlullaha salât ve selâm söylemelidir. Resûlullah<br />

“sallallahü aleyhi ve sellem” düâya başlarken, (Sübhâne Rabbiyel aliyyil a’lel-<br />

Vehhâb) derdi. Evvelâ, günâhlarına tevbe etmeli, sonra bütün mü’minlerin sıhhat<br />

ve selâmetleri için düâ etmeli ve her dileğini söyleyip, vermesini cân ve gönülden<br />

istemelidir. Akla ve şer’a uymıyan şey istememeli, meselâ, Cennetin sağ tarafında<br />

beyâz bir köşk ver dememelidir. Kalbine gelen hayrlı şeyi istemeli, söylediğinin<br />

ma’nâsını öğrenmelidir. Düâ, bir temennî olmamalı, istediği şeye kavuşduracak<br />

sebeblere yapışmalıdır. Meselâ, önce tâ’at ve ibâdâta sarılmalı, sonra Allahın<br />

rızâsına kavuşmak için düâ etmelidir. Tâ’atler, ibâdetler, rızânın, muhabbetin<br />

sebebleridir. Sebeblere yapışmadan yapılan düâ kabûl olmaz. Buna düâ denmez.<br />

Fâidesiz temennî denir. Ümmîd edilmiyen şeyi istemeğe temennî denir. Ümmîd<br />

edilen şeyi istemeğe recâ denir. İstenilen şeyin sebeblerine kavuşdurmasını dilemelidir.<br />

Hadîs-i şerîfde, (Çalışmadan düâ eden, silâhsız harbe giden gibidir) buyuruldu.<br />

Abdest alıp, diz üstüne, kıbleye karşı oturup, elleri göğüs hizâsında ileri<br />

uzatıp, avuçları [semâya karşı] açıp, Peygamberlere ve Evliyâya tevessül ederek,<br />

Onların hâtırları ve hurmetleri için istemeli, sonunda (Âmîn) demelidir. Herşeyden<br />

önce, afv ve mağfiret ve âfiyet için düâ etmelidir. Bunların hepsini ihtivâ eden<br />

çok kıymetli düâ, (Allahümme rabbenâ âti-nâ fiddünyâ haseneten ve fil-âhıreti haseneten<br />

ve kı-nâ azâbennâr)dır. Kendisi, ehli ve evlâdı için zararlı düâ yapmamalı,<br />

[meselâ (Yâ Rabbî! Canımı al) dememelidir]. Kabûl olursa, pişmânlık fâide vermez.<br />

Şir’a şerhinden terceme temâm oldu.]<br />

69 — ÜÇÜNCÜ CİLD, 15. ci MEKTÛB<br />

Bu mektûb, mîr Muhammed Nu’mâna “kaddesallahü teâlâ sirrehül’azîz” yazılmış<br />

olup, sevgiliden gelen sıkıntıların, acıların, seven kimseye, Onun ni’metlerinden,<br />

tatlılarından dahâ tatlı olduğunu bildirmekdedir:<br />

Allahü teâlâya hamd olsun ve Onun seçdiği, sevdiği kimselere selâmlar olsun!<br />

Kıymetli seyyid kardeşim! Dikkatle dinleyiniz! İyi düşünceli olan kardeşlerimizin<br />

derdlerden kurtulmamız için, her çâreye baş vurduklarını, hiçbirinin fâide vermediğini<br />

haber aldım. (Allahü teâlânın yaratdıklarında, gönderdiklerinde hayr, iyi-<br />

– 1036 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!