22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

sı ile birlikde kılması câiz olur. İkindi nemâzı için otobüsü durduramıyanın, inip<br />

yerde kılması şartdır. Çünki, şâfi’îde de ikindi akşam ile birlikde kılınmaz.<br />

4 — Fakîr olup, nafaka te’mîn edemiyen kimseyi, zevcesi mahkemeye verip, boşanmak<br />

isterse, hanefî olan hâkim boşayamaz. Şâfi’î mezhebinde olan hâkim boşar.<br />

Hanefî olan zevce, şâfi’î olan hâkime mürâce’at eder. Bu hâkim, boşar. Bu hâkimin<br />

hükmü nâfiz olur. İkinci kısmda, otuzsekizinci maddeye bakınız!<br />

İnsanı birşey yapmağa zorlıyan semâvî sebebe, ya’nî insanın elinde olmıyarak<br />

hâsıl olan sebebe (Zarûret) denir. İslâmiyyetin emr ve yasak etmesi ve tedâvî edilemiyen<br />

şiddetli ağrı ve bir uzvun yâhud hayâtın telef olmak tehlükesi ve başka birşey<br />

yapamamak mecbûriyyeti hep zarûretdir. Bir farzın yapılmasına mâni’ veyâ harâm<br />

işlemeğe sebeb olanı önlemenin meşakkatli, güç olmasına (Harac) denir.<br />

Herhangi bir sebeb ile diş kaplatan veyâ diş doldurtan kimsenin, hanefî mezhebi<br />

âlimlerinin “rahmetullahi aleyhim ecma’în” sözbirliği ile gusl abdestinin sahîh<br />

olmıyacağı yukarıda bildirilmişdi. Bunun gusl abdestinin sahîh olmasını sağlamak<br />

için uyulacak hanefî mezhebi âlimlerinin başka sözleri de yokdur. Ba’zı kimseler,<br />

bunun diş kaplatmadan veyâ doldurtmadan evvel, gusl abdesti alması ve her zemân<br />

bunlar üzerine mesh etmesi câiz olur diyor ise de, bu söz doğru değildir. Çünki,<br />

mest üzerine mesh ayaklara mahsûsdur ve guslde değil, abdest almakdadır. Kaplama<br />

ve dolgunun yara üzerindeki sargıya benzemediği de birkaç sahîfe ileride bildirilecekdir.<br />

İbâdet yapmakda veyâ harâmdan sakınmakda, harac olunca, harac bulunmıyan<br />

başka mezhebi taklîd etmek lâzım olduğu, birçok kitâblarda, meselâ (İbni Âbidîn)de<br />

ellibirinci ve ikiyüzellialtıncı ve ikinci cild beşyüzkırkikinci ve üçüncü cild yüzdoksanıncı<br />

sahîfelerde ve (Mîzân)ın onsekizinci sahîfesinde ve (Hadîka) ve (Berîka) kitâblarının<br />

sonunda ve (Fetâvâ-yı hadîsiyye)de ve (Fetâvâ-yı Hayriyye)nin edeb-ülkâdî<br />

kısmı sonunda ve imâm-ı Rabbânî (Mektûbât)ı üçüncü cildinin 22. ci mektûbunda<br />

yazılıdır. Bu mektûb birinci kısm 35.ci maddededir. Bu maddeye bakınız! Şâfi’î<br />

âlimlerinden molla Halîl Si’ridînin “rahmetullahi teâlâ aleyh” (Ma’füvât) kitâbında<br />

ve şerhinde de yazılıdır. Taklîde niyyet eden kimsenin, niyyet etmeden önce<br />

kılmış olduğu, o vaktin nemâzı sahîh olur. Dahâ önceki vaktlerinkini [ya’nî, kendi<br />

mezhebine uygun kıldığı nemâzları sahîh olur. Kendi mezhebine uygun kılmadığı nemâzları]<br />

kazâ etmesi lâzım gelir. Tahtâvî, (Merâkıl-felâh) hâşiyesi, doksanaltıncı sahîfesinde<br />

ve ayrıca bunun tercemesi olan (Ni’met-i islâm)da şöyle yazıyor: (Bir<br />

hanefînin kendi mezhebine göre yapamadığı bir işi yapabilmesi için şâfi’î mezhebini<br />

taklîd etmesinde bir be’s yokdur. (Bahrürrâık) ve (Nehrülfâık)da da böyle yazılıdır.<br />

Fekat bu işi yaparken, şâfi’î mezhebinin şartlarını da yerine getirmesi lâzımdır.<br />

Harac olmadan ve şartlarını yapmadan taklîd ederse, buna (Müleffık) denir ki,<br />

kolayları arayıp toplayıcıdır. Bu, câiz değildir. Hanefî yolcunun şâfi’î mezhebini taklîd<br />

ederek öğle ile ikindi nemâzlarını ve akşam ile yatsı nemâzlarını birlikde kılabilmesi<br />

için, bunları kılarken, imâm arkasında Fâtiha okuması, kendi (Sev’eteyn)ine,<br />

ya’nî iki çirkin yerine eli ayası ve nikâh ile alması ebedî harâm olan onsekiz kadından<br />

başka kadının derisine derisi değerse, abdest alması, abdeste niyyet etmiş olması<br />

ve az necâsetden de sakınması lâzımdır). Mâlikîyi de taklîd edebilir.<br />

Mâlikî veyâ şâfi’î mezhebini taklîd etmek için, guslde, abdest almakda ve nemâzda<br />

niyyet ederken, bu mezhebe de tâbi’ olduğunu hâtırlamak yetişir. Ya’nî, gusl abdesti<br />

almağa başlarken (Niyyet etdim gusl abdesti almağa ve mâlikî veyâ şâfi’î mezhebine<br />

uymağa) sözünü kalbinden geçiren bir kimsenin gusl abdesti sahîh olur. Ağzında<br />

kaplama veyâ dolgu bulunan hanefî mezhebindeki bir kimse, böyle niyyet<br />

edince, boy abdesti sahîh olur. Cünüblükden kurtulur, temiz olur. Böyle kimsenin,<br />

nemâz kılacağı ve Kur’ân-ı kerîmi tutacağı zemân, mâlikî veyâ şâfi’î mezhebine göre<br />

de abdest alması lâzımdır. Şâfi’î mezhebini taklîd edince, çok ihtiyâr veyâ bâlig<br />

olmamış gösterişli çocuk da olsa, nikâhlanmaları câiz olan erkekle kadının de-<br />

– 135 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!