22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

milyonlarca hayvân ve nebât açlık derdinden telef olmakdadır ve şu sâatde binlerce<br />

aç insan mevcûd olup, doyasıya yimeğe muvaffak olamamakdadır. Bu açlar, bilhâssa<br />

pahâlı olan protein maddelerine, ya’nî içinde yüzdükleri azot deryâsına, ciğerlerine<br />

kadar girmiş iken, istifâde etmekden âciz oldukları azot maddesine açdır.<br />

Bu hâl, insanların aczini göstermeğe kıymetli bir misâl teşkîl etmekdedir. Zîrâ, eğer<br />

teneffüs ile oksigen gazını alıp kanımıza katdığımız gibi, azot gazını da tutmak hâssası<br />

kanımıza bahş edilmiş olsaydı, yeryüzündeki bütün açlık ihtiyâcımız, bir soluma<br />

ile te’mîn edilebilecekdi ve artık aç kimse kalmıyacak, avcılık nihâyet bulup, milyonlarca<br />

cânlı, açlık sıkıntısından kurtulacak, açlık dolayısı ile ekmek ve et için insanlar<br />

birbirlerine saldırmıyacak, yeryüzü bir harb sâhası hâlinden çıkarak, bir Cennet<br />

ravzası hâline dönecekdi. Bunların hepsi, insanın hergün ciğerlerine giren bin<br />

litre azotdan, sekiz gram (yedi litre)sini uzviyyetine alabilmesi ile olacakdı.<br />

Havanın yüksek tabakaları hafîf ve oksigence fakîrdir. Böyle havada, hem teneffüs<br />

güçleşir, hem de rûhî teşevvüşler hâsıl olur. Teneffüs güclüğü, ya’nî oksigen<br />

azlığının te’sîri, alkolün te’sîrine benzer. Bu te’sîrler insanlara göre değişir.<br />

Dörtbin metreye kadar birşey duyulmaz. Bundan sonra nefes darlığı, boğulma hissi,<br />

baş ağrısı, ateş basması gibi dağ hastalığı alâmetleri başlar. Fekat, bu şartlara<br />

alışarak teessür zâil olur. Dokuzbin metreden sonra diğer ârızalar baş gösterir ki,<br />

vücûd bu şartlara uymaz. Bu zemân, oksigen bombaları ile sun’î hava verilmezse<br />

veyâ diğer tedbîrler alınmazsa ölüm hâsıl olur.<br />

Hüceyrelerimizde, oksigen, gıdâları yakınca, karbondioksid meydâna geliyor.<br />

Bu da, ciğerlerden havaya veriliyor. İnsan sâatde 20-40 ve günde 500-1000 litre karbondioksid<br />

gazı hâsıl ediyor. Şehr havasında (CO 2 ) mikdârı, binde bire ve hattâ dahâ<br />

yukarıya çıkar. Bu gaz, öldürücüdür. Yüzde yedi mikdârında teneffüs güçleşir.<br />

Yüzde ondört olunca öldürür. Kalküta şehrinde, bir odaya tıkılan 146 mahbûsdan<br />

123 ü, kendi (CO 2 )leri ile ölmüşdür. Karbondioksid gazı havadan ağır olduğundan<br />

çukurlarda, mahzende toplanır. Gazoz şişeleri açılınca, aşağı doğru köpük hâlinde,<br />

masa örtüsü üzerine akar. Bu gaz, ısıyı fenâ iletir. Hava tabakasının erd üzerinde<br />

sıcaklığı koruması, dahâ ziyâde karbondioksid sâyesindedir. Hava olmasaydı, yer<br />

yüzünün ortalama sıcaklığı (+15 0 C) yerine (—23 0 C) olacakdı. Bu otuzsekiz derece<br />

farkın yirmibir derecesi, havadaki onbinde üç karbondioksid sâyesindedir.<br />

İnsan vücûdü, içinde elli litre sıcak mâyı’ bulunan bir fıçı gibidir. Fıçının serbest<br />

sathı ciğerler olup, takrîben ikiyüz metrekaredir. Bu sıvı, bu yüzeyden ve bütün<br />

derimizden, buhârlaşır. Ağız ve burnumuzdan havaya su buhârı veriyoruz.<br />

MİKROP: Mikrop nedir? Mikroplar, dünyâmızda en ziyâde yayılmış mahlûklar<br />

olup, o kadar çokdur ki, diğer bütün cânlıların mecmû’ sayısı, bunların yanında<br />

sıfır gibidir. Üzerinde binlerle mikrop yaşamayan bir toprak parçası, havada,<br />

bir toz, bir su damlası, bir sinek ayağı ve hiçbir insan kılı mevcûd değildir. İnsan<br />

bir camı ağzına sürünce, cam üzerinde düzinelerle mikrop kümesi meydâna gelir.<br />

Her insan bûsesi, insanların birbirine binlerce mikrop vermesi demekdir. Masa üzerinde<br />

yürüyen bir sinek, karda gezen insanın izleri gibi, mikrop yığınları bırakır.<br />

Süt hayvândan bakraca akdığı zemân, her kahve kaşığında binlerce mikrop bulunur.<br />

Bu mikdâr, her sâatde katkat artar. Bir mikrobun yirmidört sâatde çoğalarak<br />

yetmiş milyona çıkdığı görülmüşdür. Tereyağındaki mikroplar, sütden on kat<br />

fazladır. İnsan ve hayvânların bulunduğu yerde, mikrop mikdârı fevk-al’âde artar.<br />

Bir kaşık nehr suyunda, şehre girmeden evvel otuzbin, şehrden çıkınca milyarlarca<br />

mikrop vardır. Mikroplar havada uçmaz. Havadaki herbir toz, yüzlerce mikrop<br />

taşıyan birer balondur. Mikroskop 998 [m. 1590] de keşf edildi.<br />

İNSAN VE MİKROP: Mikroplar, diğer hayvân ve nebâtlar gibi canlı mahlûklar<br />

olup, insanlara zararlı veyâ fâideli olmak gâyesinde değildir. Bunların, yegâne<br />

gâyesi, her cânlıda olduğu gibi, yaşamak arzûsudur. Birçok insan, mikrop deyince,<br />

– 981 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!