22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

lîfe seçiminde ise, en üstün olanı seçmemek günâhdır. Bir evde, ziyâfetde, seçim<br />

aranmadan, ev sâhibi, ziyâfet sâhibi imâm olur. Yâhud, imâmı bu seçer. Kirâcı, ev<br />

sâhibi demekdir. İstenmiyen kimsenin imâm olması mekrûhdur.<br />

Bid’at sâhibi kimsenin imâm olması tahrîmen mekrûhdur. Ehl-i sünnet i’tikâdına<br />

uymıyan bir inanış sâhibine (Mezhebsiz) denir. Mezhebsiz, eğer Kur’ân-ı kerîmde<br />

ve hadîs-i şerîflerde açıkça bildirilmiş olan bir şeye inanmamış veyâ şübhe<br />

etmiş ise, (Küfr) olur. Açık olarak bildirilmemiş şübheli olan delîlleri te’vîl ederek<br />

yanlış ma’nâ vermiş ise, (Bid’at) olur. Dünyânın yaratıldığına inanmamak, böyle<br />

gelmiş, böyle gider demek, küfrdür. Cennetde, mü’minlerin Allahü teâlâyı göreceğine<br />

inanmamak bid’atdir. Fekat, nasslara yanlış anladığı için inanmamak bid’at<br />

olur. (Böyle şey olmaz. Aklım kabûl etmez) diyerek tahkîr ederse, yine kâfir<br />

olur. Bid’at hakkındaki hadîs-i şerîfler, (Hadîka) ve (Berîka)nın başında ve fârisî<br />

(Eşi’at-ül-leme’ât)ın 125.ci sahîfesinde mevcûddur. (Eşi’a)dekiler, (Mazheriyye)<br />

kitâbımıza da nakl edilmişdir. Küfre sebeb olan birşey söylemedikçe ve yapmadıkça<br />

(Ehl-i kıble)ye, ya’nî nemâz kılana (Kâfir) denmez. Fekat, Kur’ân-ı kerîmde<br />

ve hadîs-i şerîflerde açıkca bildirilen ve müslimânların asrlar boyunca inandığı<br />

bir şeye uymıyan söz ve işde bulunan bir kimse, bütün ömrünce nemâz kılsa,<br />

her ibâdeti yapsa da, buna (Kâfir) denir. Meselâ, Allahü teâlâ zerreleri, yaprak sayısını,<br />

gizlileri bilmez dese, kâfir olur. Ebû Bekr ile Ömerden “radıyallahü anhümâ”<br />

başka sahâbîyi, dînî bir sebeble kötüleyen, bid’at sâhibi olur. Bir harâma mubâh<br />

diyen kimse, bir âyete veyâ hadîs-i şerîfe dayanarak, samîmî söyliyorsa, kâfir<br />

olmaz. Nassa dayanmadan, keyfi için söylüyorsa, kâfir olur. Ebû Bekr ile Ömerin<br />

hilâfete seçilmeleri haklı değildi demek, bid’atdir. Hilâfete hakları yok idi demek<br />

küfrdür.<br />

İmâmlık şartlarını taşıyan bir kimse, ücret veyâ ma’âş karşılığı imâmlık yapıyorsa,<br />

bunun arkasında kılmak câiz olduğuna fetvâ verilmişdir. Elhân ederek, mûsikî<br />

perdelerine uyarak, tegannî eden ve nemâzı vaktinden evvel kıldıran imâm arkasında<br />

kılınan nemâzı iâde etmek lâzım olduğu, (Halebî-i kebîr) sonunda yazılıdır.<br />

[İmâmlık şartları bulunmıyan, mezhebsiz, dinde reformcu olduğu bilinen imâmın<br />

yerine, Ehl-i sünnet i’tikâdında olan imâm ta’yîn edilmesi için uğraşmalıdır.]<br />

Cemâ’at istese de, imâmın, farz kıldırırken kırâeti ve tesbîhleri sünnetden fazla<br />

okuması tahrîmen mekrûhdur. Kadın imâm olup kadınlara nemâz kıldırması tahrîmen<br />

mekrûhdur. Erkek olmadığı zemân, cenâze nemâzını cemâ’at ile kılmaları<br />

mekrûh olmaz. Çünki, yalnız kılarsa, ilk kılan kadın farzı kılmış olur. Sonra kılanlarınki<br />

nâfile olur. Cenâze nemâzını nâfile kılmak da mekrûhdur. Cenâze nemâzını<br />

bir kerre kılmak farzdır. Cenâze nemâzında, kadın erkeklere imâm olursa, erkekler<br />

tekrâr kılmaz. Çünki, yalnız kadının nemâzı kabûl olup, farz, bir kişi ile yapılmış<br />

olur. Kadın, kadınlara imâm olursa, ilk safın ortasında durur. İleri geçmesi<br />

günâh olur.<br />

Evde, erkek, mahremi olan kadınlara imâm olur. Yabancı kadınlara imâm olamaz.<br />

Çünki, halvet olur. Eğer cemâ’at arasında, bir erkek veyâ imâmın mahremi<br />

kadın bulunursa, yabancı kadınlar da cemâ’ate girebilir. Burada da, süt ve nikâh<br />

ile olan mahremlerin, halvetde olduğu gibi, genc olmaları mekrûhdur. Mescidde<br />

halvet hâsıl olmaz. Bir kadın, imâmın arkasında durur. Yanında durmaz. Erkek de<br />

var ise, kadın erkeğin arkasında durup imâmla kılar.<br />

Mescid-i harâmda, imâmın Makâm-ı İbrâhîmde durması efdaldir. Oturanlara<br />

eziyyet vermemek için câmi’e gelenin, ileri safa geçmemesi efdaldir. Farza başlanırken,<br />

öndeki safdaki boş yere geçilir. Cenâze nemâzında, arkadaki saflar, öndeki<br />

saflardan dahâ sevâbdır. İmâmı rükü’da bulan, rek’ati kaçırmamak için, son safda<br />

durur. İleri saflara geçmez. Son safda yer yoksa, o rek’ati kaçırsa da, yalnız durmaz.<br />

Birinci safda boş yer olup ikinci safda yoksa, ikinciyi yarıp birinciye geçilir.<br />

Ön safa geçmek için, cemâ’atin önünden geçmek günâh olmaz.<br />

– 252 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!