22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

mân hâsıl olan hâle sıhhat dediğimiz gibi, insanda şehvet ve asabiyyet artınca, câna<br />

bir ateş düşer. İşte insanın felâketinin sebebi, bu ateşdir. Bunun için, hadîs-i şerîfde,<br />

(Gadab, ya’nî asabiyyet, Cehennem ateşinden bir parçadır) buyuruldu. Akl<br />

ışığı kuvvetlenip, şehvet ve asabiyyet ateşini söndürdüğü gibi, îmân nûru, Cehennem<br />

ateşini söndürür. Nitekim, Cehennem, mü’minlere: (Ey mü’min! Çabuk<br />

geç ki, nûrun ateşimi söndürüyor) diyecekdir. Bu söz, ses ile olmıyacak, su yangını<br />

söndürdüğü gibi, Cehennem, mü’minin nûruna dayanamayıp sönecekdir. Şehvet<br />

ateşi de, akl nûru ile söner. Kıyâmetde, sana azâb için başka yerden birşey getirmiyecekler.<br />

Nitekim, (Cehennem, dünyâda yapdığınız kötü işlerden başka birşey<br />

değildir. Bunların, size geri çevrilmesidir) buyuruldu. O hâlde, Cehennem ateşinin<br />

tohmu, insanın şehveti ve gadabıdır. Bunlar insanın içindedir. İlm-i yakîn ile<br />

bilen, bunları görebilir. Nitekim, sûre-i Tekâsürdeki 5.ci ve 6.cı âyet-i kerîmede<br />

meâlen, (İlm-i yakîn ile bilseydiniz, Cehennemi elbette görürdünüz) buyuruldu.<br />

Zehr insanı hasta yapar. Hastalık da, insanı mezâra sokar. Fekat, zehr ve hastalık<br />

insana kızmış ve intikam almış denilemez. Günâh ve şehvet de, kalbi hasta<br />

eder. Bu hastalık, kalbin ateşi olur. Bu ateş, Cehennem ateşi cinsinden olup, dünyâ<br />

ateşi gibi değildir. Miknâtis taşı, demir parçalarını kendine çekdiği gibi, Cehennem<br />

ateşi de, bu ateşi taşıyanları kendine çeker. [Cehennemin ve Cehennem zebânîlerinin,<br />

ya’nî azâb meleklerinin] kızması ve intikam alması olmaz. Sevâb işliyenlerin<br />

hâli de böyledir. Anlatması uzun sürer.<br />

[Allahü teâlâ, insanların yapdığı işleri iki kısma ayırdı. Bir kısmını beğendiğini,<br />

bunları yapanlardan râzı olduğunu, her iş karşılığında, bunlara ni’metler, râhatlıklar,<br />

iyilikler vereceğini va’d etdi. Va’d etdiği iyiliklerin ölçü birimine, (Ecr) ve<br />

(Sevâb) denir. Dünyâda yapılan her iyiliğe karşılık olarak, âhıretde çeşidli mikdârlarda<br />

ni’metler verilecekdir. Ni’metlerin verileceği yere, (Cennet) denir. Allahü<br />

teâlâ insanların yapdığı işlerden bir kısmını beğenmediğini, bunları yapanlardan<br />

râzı olmadığını, fekat pişmân olup tevbe edenleri veyâ şefâ’ate kavuşanları afv edeceğini,<br />

afv edilmiyenlerin kötü işlerine kıyâmetde, çok acı karşılıklar vereceğini,<br />

Cehennem ateşinde yakacağını bildirdi. Bu acı karşılıklara, (Azâb) denir. Azâbların<br />

şiddetlerini, çokluğunu bildiren ölçü birimine, (İsm) ve (Günâh) denir. Allahü<br />

teâlânın beğendiği şeylere (Hayrât, Hasenât), ya’nî iyi şeyler denir. Beğenmediklerine<br />

(Seyyiât), kötü şeyler denir. Allahü teâlâ, hangi işlerin Hasenât olduklarını,<br />

hangi işlerin de Seyyiât olduklarını bildirdi. Hasenât yapanlara sevâb vereceğini<br />

va’d etdi. Allahü teâlâ, va’dinde sâdıkdır. Sözünden hiç dönmez. O hâlde,<br />

Kıyâmet günü, ni’met ve azâb olarak, başka yerden birşey getirilmiyecek, dünyâda<br />

yapılanların karşılıklarına kavuşulacakdır.]<br />

İslâmiyyet niçin geldi? Peygamberler “aleyhimüssalevâtü vetteslîmât” neden<br />

gönderildi? Bu süâlin cevâbına gelince: Bunların gönderilmesi kahrdır, cebrdir. İnsanları<br />

cebr zinciri ile Cennete çekmek içindir. Nitekim (Zincirlerle Cennete çekilen<br />

insanlara hayret mi ediyorsun?) buyuruldu. İslâmiyyet, Cehenneme gitmemeleri<br />

için, insanları bağlıyan bir kemenddir. Nitekim (Siz, pervâne gibi, kendinizi<br />

ateşe atıyorsunuz. Ben kemerinizden tutup geriye çekiyorum) buyuruldu.<br />

Allahü teâlânın cebbârlık [her istediğini yapmak] zincirinin halkalarından biri de,<br />

Peygamberlerin “aleyhimüsselâm” sözleridir. İnsanlar, doğru yolu, iğri yollardan,<br />

bu sözler ile ayırabilir. Onların gösterdiği tehlükeden, insanda korku hâsıl olur.<br />

Bu ayırış bilgisi ile korku, akl aynası üzerindeki tozları temizler. Akl cilâlanıp, âhıret<br />

yolunu tutmanın, dünyâ zevklerine kapılmakdan dahâ iyi olacağını anlar. Bu<br />

anlayış, âhıret için çalışmak irâdesini hâsıl eder. İnsanın uzvları, irâdesine tâbi’ olduğundan,<br />

uzvlar âhıret için çalışmağa başlar. Allahü teâlâ, bu zincir ile, seni<br />

zorla Cehennemden uzaklaşdırmış, Cennete sürüklemiş olur. Peygamberler “aleyhimüsselâm”,<br />

koyun sürüsünün çobanına benzer. Sürünün sağ tarafında çayır olsa,<br />

sol tarafında mağara bulunsa, mağarada kurdlar olsa, çoban, mağara tarafın-<br />

– 681 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!