22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

74 — KAZÂ NEMÂZLARI<br />

Nemâz, (İbâdet-i bedeniyye) olduğundan, başkası yerine kılınamaz. Herkesin<br />

kendi kılması lâzımdır. Ağır hasta ve çok ihtiyâr kimse, nemâz yerine fakîre fidye<br />

[para] veremez. Hâlbuki, oruc yerine fidye vermesi lâzımdır.<br />

(Halebî-i kebîr)de diyor ki, (Özrlü ve özrsüz olarak nemâzı terk edenin, bunun<br />

farzını kazâ etmesi lâzımdır. Yalnız Hanbelî mezhebinde, nemâzı özrsüz terk<br />

eden mürted olacağı için, nemâzını kazâ etmesi lâzım olmaz. Önce, küfrden tevbe<br />

etmesi lâzım olur). Altıncı sahîfesinde diyor ki, (Nemâz kılmak, farz olduğu için,<br />

inanmıyan kâfir olur. İnanıp da, terk eden, ya’nî özrsüz kılmıyan fâsık olur. Kitâb,<br />

sünnet ve icmâ’ ile açıkca bildirilmiş olan farzların hepsi böyledir. İctihâd ile anlaşılmış<br />

farzlara Mukayyed denir. Bunlara inanmıyan kâfir olmaz). [Bunlara da<br />

ehemmiyyet vermiyen, aklına uyup, müctehidin hükmünü beğenmiyen kâfir olur.]<br />

(Câmi-ul-ezher)in Cameroun cumhûriyyetindeki mümessili, üstâz İbrâhîm Muhammed<br />

Neşât “rahmetullahi teâlâ aleyh”, (İslâm kültürü) kitâblarının altıncısında,<br />

yirmibeşinci sahîfesinde diyor ki, (Nemâzı bilerek terk etmenin büyük günâh olduğunu<br />

ve farzları hemen kazâ etmek farz olduğunu, cumhûr-ı ulemâ bildirmekdedir.<br />

İbni Teymiyye, nemâzı amden terk edenin kazâ etmesi lâzım değildir. Kazâ kılması<br />

sahîh olmaz. Çok nâfile kılması, çok hayrât, hasenât ve istiğfâr yapması lâzım<br />

olur dedi. Dahâ önce İbni Hazm da, uzun yazıları ile böyle uygunsuz fikrler ortaya<br />

atmışdı). İbni Teymiyye ve İbni Hazm, hükmü şübheli olan âyet-i kerîmeleri ve hadîs-i<br />

şerîfleri te’vîl etdiler. Ya’nî, yanlış ma’nâlar vererek, Ehl-i sünnetden ayrıldılar.<br />

Böylece, hayrlı işlerin, nemâz yerine geçeceği sapıklığını da körüklemişlerdir.<br />

İslâmiyyetde açdıkları yaraların en zararlı olanlarından biri de, bu olmuşdur.<br />

(Dürr-ül-muhtâr)da, ikiyüzellialtıncı sahîfede buyuruyor ki, (Farz nemâzı, özrü<br />

olmadan, vakti geçdikden sonra kılmak, ya’nî kazâya bırakmak harâmdır).<br />

Dörtyüzseksenbeşinci sahîfede buyuruyor ki, (Farz nemâzı, özrsüz [ya’nî islâmiyyetin<br />

gösterdiği sebeb olmadan] vaktinden sonra kılmak, büyük günâhdır.<br />

Bu günâh, yalnız kazâ edince afv olmuyor. Kazâ etdikden sonra, ayrıca tevbe veyâ<br />

hac etmek de lâzımdır. Kazâ edince, yalnız nemâzı kılmamak günâhı afv olur.<br />

Kazâ kılmadan, tevbe edilince, terk günâhı afv olmadığı gibi, te’hîr günâhı da afv<br />

olmaz. Çünki, tevbenin kabûl olması için, günâhdan sıyrılmak şartdır).<br />

[Ba’zı va’z kitâblarında, Ramezân-ı şerîf ayının son Cum’a nemâzından sonra,<br />

(Keffâret-i nemâz) olarak dört rek’at kılınır, diyor. Her rek’atde ve selâmdan sonra<br />

okunacak şeyleri de yazıyorlar. Bu nemâz, bütün ömründe kılmadığı nemâzların<br />

keffâreti olur. Hepsi afv olur, diyorlar. Bu yazı doğrudur. Fekat bu nemâz ve<br />

mubârek zemânlarda yapılan diğer ibâdetler, kazâ edilmiş olan farz nemâzların<br />

vaktlerinde kılınmadıklarının büyük günâhlarının afvı için yapılan tevbenin kabûl<br />

olması içindir. Yoksa, kılınmamış nemâzlar, kazâ edilmedikçe, hiçbir sûretle afv<br />

olmazlar. Nitekim oruc keffâreti de, oruc borcunu ödemiyor. Gün sayısınca orucun<br />

ayrıca kazâ edilmesi de lâzım oluyor].<br />

Aşağıdaki yazı (Dürr-ül-muhtâr)dan terceme edildi:<br />

Bir günlük beş vakt farzı ve vitr nemâzını kılarken ve kazâ ederken tertîb sâhibi<br />

olmak farzdır. Ya’nî, nemâz kılarken, sıralarını gözetmek lâzımdır. Cum’a farzını<br />

da, o günün öğle nemâzı sırasında kılmak lâzımdır. Sabâh nemâzına uyanamıyan,<br />

hutbe okunurken bile hâtırlarsa, hemen bunu kazâ etmelidir. Bir nemâzı kılmadıkca<br />

ve bunu kazâ etmedikce, bundan sonraki beş nemâzı kılmak câiz olmaz.<br />

Hadîs-i şerîfde, (Bir nemâzı uykuda geçiren veyâ unutan kimse, sonraki nemâzı<br />

cemâ’at ile kılarken hâtırlarsa, imâmla nemâzı bitirip, sonra önceki nemâzını<br />

kazâ etsin! Bundan sonra, imâmla kıldığını tekrâr kılsın!) buyuruldu.<br />

Her cins nemâzı vaktinde kılmağa (Edâ) denir. Nâfile kılmağa başlandığı vakt,<br />

bu nâfile nemâzın vakti olur. Temâmlanması vâcib olur. Fâsid olursa, kazâsı vâcib<br />

olur. Bir nemâzı vakti içinde tekrâr kılmağa (İâde) denir. Vaktinde kılınmazlarsa,<br />

– 272 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!