22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

You also want an ePaper? Increase the reach of your titles

YUMPU automatically turns print PDFs into web optimized ePapers that Google loves.

Kullanması erkeklere harâm olan altının, diş için mubâh olması, diş kaplatmanın<br />

ve hattâ bağlamanın zarûret olacağını gösterir sanmak, pek yanlışdır. Erkeklerin<br />

gümüş eşyâ kullanması câiz olmadığı hâlde, gümüş yüzük kullanmalarına izn<br />

verilmişdir. Gümüş yüzük mubâh oldu diyerek, yüzük takmakda zarûret vardır sanmak<br />

ve altın, gümüş burun, kulak takmak câiz olduğu için, bunları takmak zarûrî<br />

lâzımdır sanmak ve bundan dolayı da (diş kaplatmak için zarûret olduğunda âlimler<br />

ittifâk etdi) demek, yanlış ve iftirâ ve günâh olur.<br />

Son ve en kuvvetli delîl olarak bildirelim ki, dört mezhebin ince bilgilerine vâkıf,<br />

derin âlim seyyid Abdülhakîm “rahmetullahi teâlâ aleyh” efendinin mubârek<br />

el yazısı ile hâzırladıkları (Nemâz risâlesi) bu fakîrdedir. Burada buyuruyor ki, (Şâfi’î<br />

mezhebinde guslün farzı ikidir: Birisi niyyetdir. Ya’nî, her uzva su ilk temâs ederken,<br />

gerek ellere, gerek yüze ve gerek sâir bedene su dökerken “niyyet eyledim<br />

cenâbeti ref’ [izâle] için gusl etmeğe” demekdir. Ya’nî her yerini yıkarken gönlünde<br />

böyle bulundurmakdır. Hanefîde, bu niyyet şart değildir. İkincisi, bütün bedeni<br />

su ile yıkamakdır. Bedeninde necâset varsa, izâle etmek ayrıca farzdır. Ağzın<br />

ve burnun içini yıkamak, ya’nî buralara suyu îsâl etmek şâfi’îde farz değildir. Hanefî<br />

mezhebinde ise, buralara suyu îsâl etmek farzdır. Bunun içindir ki, hanefî mezhebinde<br />

olanlar, dişlerini kaplatamazlar ve doldurtamazlar. Çünki, buralara su isâbet<br />

etmez. Dişini kaplatan veyâ doldurtan, şâfi’î [veyâ mâlikî] mezhebini taklîd e-<br />

der).<br />

[(El-mukaddemet-ül-izziyye)de diyor ki, (Mâlikî mezhebinde, bir kabdaki temiz<br />

suya necâset düşse, üç vasfından biri değişmez ise, bununla abdest ve gusl sahîh,<br />

lâkin mekrûhdur. Mâ-i müsta’mel de böyledir. Halâya sol ayakla ve başı örtülü<br />

girilir. Eti yinen hayvanların bevli ve pisliği temizdir. Bunların ve insanın ölüsü<br />

ve kemikleri ve tırnakları, boynuz ve derileri ve menî, mezî ve alkollü içkiler<br />

necsdir. Necs yere serili kalın şey üzerinde ve avuç içinden az kan, irin bulaşınca<br />

nemâz sahîh olur. [1]<br />

Gusle başlarken niyyet etmek, bütün vücûdü delk etmek,<br />

[avuç içi veyâ havlu ile hafîf sıvamak], muvâlât [aralıksız] ve saçı, sakalı hilâllamak,<br />

sık örülü saç çözülüp her tarafını hilâllamak farzdır. Ağız, burun ve kulak içini ve<br />

saçları yıkamak sünnetdir. Yıkamadık yer kaldığını bir ay sonra bile hâtırlayınca,<br />

yalnız orayı hemen yıkar. Hemen yıkamazsa, guslü bâtıl olur. Her guslden evvel<br />

veyâ sonra abdest alınır.<br />

Abdeste başlarken veyâ yüzü yıkarken niyyet etmek ve başın hepsini ve sarkan<br />

saçları, kulak üstündeki deriyi ve altındaki deri görünen hafîf sakalı mesh etmek,<br />

kesîf sakalı yıkamak, muvâlât ya’nî a’zaları ard arda yıkamak, yıkanan yerleri,<br />

kurumadan evvel delk etmek de farzdır. Örülü saç çözülmez. Avuç ve parmak<br />

içleri ile zekere dokunmak, abdest aldığında veyâ bozulduğunda şübhe etmek, oğlanın<br />

veyâ mahrem olmıyan genç kadının derisine veyâ saçına şehvet ile dokunmak,<br />

abdesti bozar. [Lezzet kasd etmeden dokunursa ve dokunurken lezzet duymazsa,<br />

abdesti bozulmaz. Yolda, nakl vâsıtalarında ve alış verişde temâs korkusu<br />

olan şâfi’î, hanefî veyâ mâlikî mezhebini taklîd etmelidir.] Bedenden kan ve diğer<br />

şeyler çıkması abdesti bozmaz. Kulakların içi ve dışı, yeni ıslatılmış parmak ile mesh<br />

edilir. Tırnak kesince, traş olunca abdest bozulmaz. Sakal traşında ihtilâflıdır. El<br />

ile istibrâ vâcibdir. Teyemmüm ederek giyilen mest üzerine mesh edilmez. Mesh<br />

müddeti yokdur. İkindi vakti isfirâr vaktine kadardır. Yatsının âhır vakti, gecenin<br />

ilk sülüsüdür. Mekkede olanın Kâ’beye, Mekkede olmıyanın Kâ’be cihetine dönmesi<br />

farzdır. Nemâza başlarken (Allahü ekber) demek, Fâtiha okumak, kavmede<br />

dikilmek, celsede oturmak, oturarak bir tarafa selâm vermek ve selâm verirken (Esselâmü<br />

aleyküm) demek farzdır. İlk iki rek’atde Zamm-ı sûre okumak, iki teşeh-<br />

[1] Mâlikî mezhebinde, ikinci kavle göre, her necâset, ne kadar çok olsa dahî, nemâza mâni’<br />

değildir. Yıkaması farz değil, sünnetdir.<br />

– 146 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!