22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

ni görüyorsunuz. O hâlde, biz varız. Karşıdaki dağlar da var. Çünki, bu dağları da<br />

görüyoruz. Yok olan şey görünmez. Görülmiyen şeye var denilmez. Bu sözüm, bir<br />

fen bilgisidir. İlerici, aydın olan kimse, fen bilgisine inanır. Gericiler, bu varlıkların<br />

bir yaratıcısı olduğunu söylüyorlar. Bu yaratıcının var olduğuna inanmak yanlışdır.<br />

Fenne uygun değildir. Görülmiyen şeye var demek, gericilikdir) der. Bir türkmen<br />

çocuğu söz istiyerek: (Bunları akl ile mi söylüyorsun? Sende akl olduğuna inanmak,<br />

bunları akl ile söylediğini kabûl etmek fenne uygun değildir. Çünki, aklın olsaydı,<br />

görürdük) der. Mu’allim, bu haklı söze cevâb veremeyip, mağlûbiyyetinden<br />

hâsıl olan öfke ile, çocukcağızı, tekme tokat dershâneden dışarı atar. Çocuk bir dahâ<br />

hiçbir yerde görülememişdir.<br />

Bugün, dünyâdaki kâfirler, iki dürlüdür: Birincisi (Kitâblı kâfirler), ya’nî yehûdîler<br />

ve hıristiyânların az bir kısmı olup, bir peygambere ve bunun Allahü teâlâdan<br />

getirdiği kitâba ve öldükden sonra dirilmeğe, âhıretdeki sonsuz hayâta inanıyorlar.<br />

Ellerindeki bozuk kitâba Allah kelâmı diyorlar.<br />

İkincisi, (Kitâbsız kâfirler) ya’nî (Müşrik)ler olup, herşeyi yapan bir Allah bulunduğuna<br />

inanmıyorlar. Taş, ağaç, güneş, yıldız ve insan, inek gibi ba’zı mahlûklarda (ülûhiyyet<br />

sıfatı) bulunduğuna inanıyorlar. Bu inkârcılardan bir kısmı, kanûn ile, devlet<br />

baskısı ile, zulm, işkence ederek, ibâdet etmeği, dîni öğretmeği yasak ediyor. Bir kısmı<br />

da, insanlık, iyilik duygularını okşayıcı sözlerle, herkesi, zevk, safâya daldırıyor.<br />

Ma’neviyyâtdan, din bilgilerinden mahrûm bırakıyorlar. Düzme hikâyeler, yalan<br />

örnekler göstererek, milyonlarca insanı aldatıyor, din câhili yetişdiriyorlar. Bir tarafdan,<br />

medeniyyetden, fenden, insan haklarından bahs edip, bir tarafdan da, insanları<br />

hayvanlaşdırıyorlar. İngiliz câsûsları, böyle yapıyor. (İngiliz Câsûsunun İ’tirâfları)<br />

kitâbını ve (Fâideli Bilgiler) kitâbının 27.ci sahîfesini ve devâmını okuyunuz!<br />

Avrupa ve Amerika milletlerinin çoğu hıristiyandır. Yehûdîlerin ve hıristiyanların<br />

bir kısmı, kitâblıdır. Yeni astronominin kurucusu Kopernik, Fraynburg şehrinde<br />

papas idi. İngilterenin büyük fizik adamı Bacon, Fransisken tarîkatinde, papas<br />

idi. Meşhûr Fransız fizikçisi Paskal, papas olup, fizik ve geometri kanûnları keşf<br />

ederken, din kitâbları yazmışdı. Fransanın en büyük başvekîli olup, memleketine<br />

Avrupa birinciliğini kazandıran, meşhûr Rişliyö, papas olup, ruhbân sınıfında<br />

ileri derece sâhibi idi. Meşhûr Alman doktor ve şâ’iri Şiller de, papas idi. Bugün,<br />

bütün dünyâca büyük felesof tanınan, Fransız fikr adamı Bergson, kitâblarında,<br />

maddîcilerin hücûmlarına karşı, rûhânîleri müdâfe’a etmişdir. (Madde ve hâfıza)<br />

ve (Din ve ahlâkın iki kaynağı) ve (Şu’ûrun vergileri) kitâblarını okuyanlar dîne,<br />

kıyâmete seve seve inanır.<br />

Amerikanın büyük felesofu William Ceyms, Pragmatisme mezhebini kurmuş, (Dînî<br />

tecribeler) ve diğer kitâblarında, îmânlı olmağı övmüşdür. Bulaşıcı hastalıklar,<br />

mikroblar ve aşılar üzerinde buluşları olan, Fransız doktoru Pasteur, cenâzesinin<br />

dînî merâsim ile kaldırılmasını vasıyyet etmişdi. Nihâyet, ikinci cihân harbinde dünyâyı<br />

idâre eden, Amerika Cumhûrreîsi F.D.Ruzvilt ile İngiliz başvekîli Çörçil,<br />

dindâr idi. İsmini hâtırlayamadığımız dahâ nice fen ve siyâset adamları hep, yaratana,<br />

kıyâmete, meleklere inanan kimselerdi. İnanmıyanların, bütün bunlardan dahâ<br />

akllı olduğunu kim iddi’â edebilir? Bunlar, islâm kitâblarını görüp okumuş olsalardı,<br />

iyi müslimân olurlardı. Fekat papaslar islâm kitâblarını okumağı, hattâ el<br />

sürmeği yasak etmişler, büyük suç saymışlardı. İnsanların dünyâ ve âhıret se’âdetine<br />

kavuşmalarına mâni’ olmuşlardı. İkinci kısmda yirmialtıncı maddeye bakınız!<br />

İmâm-ı Alî “radıyallahü anh” buyurdu ki, (Müslimânlar, âhırete inanıyor. Kitâbsız<br />

kâfirler, inkâr ediyor. Tekrâr dirilmek olmasaydı, inanmıyanlar birşey kazanmaz,<br />

müslimânlar da, zarar etmezdi. Fekat, kâfirlerin dediği olmayınca, sonsuz<br />

azâb çekeceklerdir). İslâm âlimleri, sözlerini isbât etmekde, inanmıyanların hücûmlarına<br />

akl, ilm ve fen ile cevâb vermekdedir. Müslimânlar, sözlerini isbât etmeseydi<br />

dahî, kıyâmet inkâr olunabilir mi idi? Sonsuz azâbda kalmak, bir ihtimâl<br />

bile olsa, bunu hangi akl kabûl eder? Hâlbuki, âhıret azâbları, bir ihtimâl değil, mey-<br />

– 27 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!