22.03.2018 Views

Tam ilmihal Seadet-i Ebediyye - Huseyin Hilmi Isik - M. Siddik Gumus

Create successful ePaper yourself

Turn your PDF publications into a flip-book with our unique Google optimized e-Paper software.

lik vardır) hadîs-i şerîfi meşhûrdur. İnsan olduğumuz için, başımıza gelenlerden,<br />

bir aralık üzülmüşdük. İçimiz sıkılmışdı. Birkaç gün sonra, Allahü teâlânın lutfü<br />

ile, üzüntü ve sıkıntılar gitdi, hiç kalmadı. Onların yerine sevinc, genişlik geldi ki,<br />

bizimle uğraşanlar, Allahü teâlânın istediğini istemekde ve yapmakdadırlar. Böyle<br />

olunca, sıkılmanın, üzülmenin yersiz olduğu, Allahü teâlâyı seviyorum diyenin<br />

böyle olmaması gerekdiği anlaşıldı. Çünki, sevene, sevgilinin gönderdiği acıların<br />

da, Ondan gelen iyilikler gibi sevgili ve tatlı olması lâzımdır. Sevgilinin iyilikleri<br />

tatlı geldiği gibi, Onun acıtması da tatlı gelmelidir. Hattâ, Ondan gelen acılarda,<br />

tatlılardan dahâ çok lezzet bulmalıdır. Çünki, acılar, sıkıntılar nefse tatlı gelmez.<br />

Nefs, böyle şeyleri istemez. Her bakımdan güzel olan, herşeyi güzel olan Allahü<br />

teâlâ, bir kulunu incitmek dileyince, Onun irâdesi, isteği, bu kula elbette güzel gelmelidir.<br />

Dahâ doğrusu, bundan zevk almalıdır. Bizimle uğraşanların diledikleri,<br />

istedikleri, Allahü teâlânın dilediğine uygun olduğu için ve bunların dilekleri, O<br />

sevgilinin dilediğini gösterdiği için, bunların diledikleri ve yapdıkları da, elbette<br />

güzeldir ve tatlı gelmekdedir. Sevgilinin işini gösteren bir kimsenin işi de, sevene<br />

sevgilinin işi gibi, sevimli ve tatlı gelir. Bunun için bu kimse de, sevene sevgili olur.<br />

Şaşılacak şeydir ki, bu kimsenin vereceği acılar, sıkıntılar, ne kadar çok olursa, sevenin<br />

gözüne o kadar çok tatlı görünür. Çünki, onun verdiği sıkıntılar, sevgilinin<br />

düşman gibi olduğunu göstermekdedir. Bu yolda aklı gidenlerin işlerine akl ermez.<br />

Demek ki, o kimseye karşılık yapmak, onu kötü bilmek, sevgiliyi sevmeğe uymaz.<br />

Çünki, o kimse, sevgilinin işlerini gösteren bir ayna gibidir. Bizimle uğraşanlar, incitenler,<br />

başkalarından dahâ sevimli görünüyorlar. Kardeşlerimize, dostlarımıza<br />

söyleyiniz! Bizim için üzülmesinler, sıkılmasınlar. Bizi incitenleri kötü bilmesinler.<br />

Onlara kötülük yapmasınlar! Bunların yapdıklarına sevinseler, yeridir. Evet,<br />

düâ etmekle emr olunduk. Allahü teâlâ, düâ edenleri, Ona boyun bükenleri ve yalvaranları,<br />

sızlıyanları sever. Böyle yapmak, Ona tatlı gelir. Belâların, sıkıntıların<br />

gitmesi için düâ ediniz! Afv ve âfiyet için yalvarınız!<br />

O kimsenin incitmesi, sevgiliyi düşman gibi göstermekdedir dedim. Evet çünki,<br />

sevgilinin düşmanlığı, düşmanlar içindir. Dostlarına düşmanlığı, görünüşdedir.<br />

Bu ise, merhametini, acımasını bildirmekdedir. Böyle düşman görünmesinin, sevene<br />

nice fâideleri vardır ki, anlatılmakla bitmez. Bundan başka, dostlarına düşmanlık<br />

gibi görünen işler yapması, bunlara inanmıyanları harâb etmekde, onların<br />

belâlarına sebeb olmakdadır. Muhyiddîn-i Arabî “kaddesallahü teâlâ sirrehül’azîz”,<br />

(Ârifin niyyeti, maksadı olmaz) buyuruyor. Ya’nî, Allahü teâlâyı tanıyan<br />

kimse, belâdan kurtulmak için birşeye başvurmaz demekdir. Bu sözün ne demek<br />

olduğunu iyi anlamalıdır. Çünki, derd ve belâların, sevgiliden geldiğini,<br />

Onun dileği olduğunu bilmekdedir. Dostun gönderdiği şeyden ayrılmak ister mi<br />

ve o şeyin geri gitmesini özler mi? Evet düâ ederek, gitmesini söyler. Fekat, düâ<br />

etmeğe emr olunduğu için, bu emre uymakdadır. Yoksa, gitmesini hiç istemez. Ondan<br />

gelen herşeyi de sever, hepsi kendine tatlı gelir. Doğru yolda bulunanlara, Allahü<br />

teâlâ selâmet versin! Âmîn.<br />

[(Miftâh-un-necât) da yazılı hadîs-i şerîfde, (Bir kimse, mü’minler için, hergün<br />

yirmibeş kerre, istigfâr okursa, Allahü teâlâ, bu kimsenin kalbinden gıl ve hasedi<br />

çıkarır. İsmi, Ebdâl ismleri arasına yazılır. Ona, bütün mü’minler adedince, sevâb<br />

yazılır. Kıyâmet günü, bütün mü’minler: Yâ Rabbî, bu kulun bizim için, istigfâr<br />

okurdu. Sen de onu afv eyle! derler) buyuruldu. Gıl, hîyle demekdir. Ebdâl,<br />

Evliyâdan bir sınıfın ismidir. Hergün (Allahümmagfir lî ve li-vâlideyye ve lilmü’minîne<br />

vel-mü’minât vel-müslimîne vel-müslimât el-ahyâ-i minhüm vel-emvât<br />

bi-rahmetike yâ Erhamerrâhimîn) okumalıdır. Bu düâ, (Kitâbüssalât) kitâbımızda<br />

da yazılıdır.]<br />

– 1037 –

Hooray! Your file is uploaded and ready to be published.

Saved successfully!

Ooh no, something went wrong!